Sayın X,

8.9.2007 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, darılma gücenme ama şu yazdıkların ve yaptıkların şımarıklıktan başka nedir ki? Sen koskoca bir şımarıksın, aynı zamanda nankör bir insansın. Allah nasip etmiş, yurtdışına çıkmışsın. Her gün değil, her saat değil, her dakika kendini yetiştirmek, adam olmak, yontulmak için önünde bir fırsat var. Ama sen şımarık sosyete bebekleri gibi bütün önündeki insanları tekmeliyorsun. Korkunç bir egoizm içindesin. Gez, dolaş, vitrinlere bak, televizyon aç, basit kitaplardan bulunduğun ülkenin dilini öğrenmeye çalış, görüş ufkunu genişlet, daracık, kısır, cılız, zavallı dünyana yeni pencereler açmaya çalış. Elinde öyle bir fırsat var ki ben yurtdışına çıktığım zaman Yüce Allah nasip etti bütün Avrupa’yı gezdim. Gördüğüm her insandan, vitrinde gördüğüm her eşyadan, karşılaştığım her olaydan bir ders çıkarmaya çalışırdım. Ve bu geziler kültürüme çok şey kattı. Sen ise tam bir şımarıklık içinde kendi karanlık egona gömülmüşsün, önüne gelen herşeyi tekmeliyorsun. Yapma yavrum, kendine kıyma. Hayatı, insanları anlamaya çalış. Gördüğün her zerre buna vesile olsun. Adam olmaya çalış. Bil ki biz bu dünyaya yiyip içip, herşeye yan bakıp, şımarık sosyete hanımları gibi “Ay bayılıyorum, ay sıkıntıdan çatlıyorum” diye tepinmeye gelmedik. Lütfen bu şımarıklıkları bırak. Bir gün çok pişman olursun. Ev işlerini niye küçümsüyorsun. Ev işlerinin her bölümü ayrı bir güzel sanat. Mesela bulaşık yıkamak başlı başına bir olay. Sabunlamak ayrı, durulamak ayrı, onları yerine kapamak ayrı. Bazan bulaşık yıkarken tabakları, bardakları alır öperim, okşarım. Onlarla “çik to çik” yaparım. Onlar teşekkür ederim. Onlara sevgimi, saygımı söylerim. Toz almak ayrı bir güzellik, yerleri silmek muhteşem bir olay. Kızım tekrar ediyorum, lütfen bu şımarıklıkları bırak. Kendini yetiştirmeye çalış. Adam olmaya çalış. Yaşama sanatı yönünden çok geri kalmışsın. Onu kapatmaya çalış. Geceni gündüzüne kat. Dil öğren, kültürünü artır. Sana çok rica ediyorum, birçok insanın yaptığı gibi dünyaya eşek gelip, eşek gitme. Hedefin hazret-i insana ulaşmak olsun. Öyle büyü, öyle büyü, öyle güzelleş ki, manen öyle yücel ki bir ışık ve güzellik kaynağı ol. Derdi olan sana gelsin, hastalığı olan sana gelsin, züppe, şımarık, dejenere sosyete bozuntuları sana gelsin, onlara derman ol. Onların içine yaşama sevinci ver. Onlara aşkı tattır. Senin huzuruna şikayetle, kapkara bir ruh ve yüzle gelenler senin yanından aydınlanmış, arınmış, temizlenmiş, pıtıl pırıl olmuş bir ruh hali içinde dönsünler. Sen bütün bunları yapacak güçtesin. Temiz kalplisin, iyi ruhlusun. Haydi yavrum, Besmele de işe koyul. Önündeki bütün engelleri yık, ez. En güzel yarınlar senin olacak.

Yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :