Degerli büyügüm,
Son günlerde, elimize tutusturulan güzel imsakiyeler mübarek Ramazan ayının geldigini müjdelemekte. Hepimizin bildigi gibi, Rabb'imizin bizlere sundugu yüce kitabımız Kuran-ı Kerim'in indirildigi ay, Ramazan. Islamın bes sartından biri olan, nefsimizi terbiye eden oruc ibadeti de Ramazan ayında tutuluyor. Efendim, birgün size, "Birtakım saglık sorunlarınız var, oruc tutmamanız gerekir herhalde?" diye sordugumda, bana "Olur mu evladım? Ben mübarek Ramazan ayını bir sevgili gibi nasıl heyecanla bekliyorum bir bilsen? diye cevap vermis, sonra da "Bu oruc yasakları, sizin doktorların zırvalıkları, ilacımı icerim, orucumu tutarım, ölürsem de ölürüm!" demistiniz, celalli bir ses tonuyla. O günden beri , düsünüyorum efendim. Nasıl bir iman barındırıyordunuz gönlünüzde? Biliyordum, ama cok utandım. Hem sordugum sorudan, hem de kendi hastalıklarımın arkasına sıgınarak tutmadıgım oruclarım yüzünden Yaradanım'dan. Siz de beni, yüce gönlünüzle affedin ne olur?
Oruc tutmadıgım bu Ramazanlar, kücücük bir cocukken yarım tuttugum oruclu Ramazan günlerine götürdü. Ramazandan 15-20 gün önceden evimizin heryeri tertemiz yapılır, perdeler yıkanır, halılar silinir, mis gibi kokardı evimiz. O zamanlar, kavurma adı verien 20-30 cm. bakır kazanlarda kavrulan, sonra gene bakır kaplara dökülüp, dondurulan koyun ya da dana etinden yapılan ve saklanması kolay olan, bir yiyecekti. Ayrıca, incecik yufkaların acılıp, odun atesinde pisirilip, 100-200 adedinin temiz bir örtüyle sarıldıgı, sonra da bu yufkaların ıslatılarak tepsilerde degisik böreklere dönüsmesi biz cocuklar icin film gibiydi. Bütün bu islerde annecigime, Fadimana dedigimiz nur yüzlü bir teyze yardım ederdi. Ikisi de nur icinde yatsınlar. Bütün bu hazırlıklar, güzel , kalabalık bir iftar sofrasının bereketli olması icindi. Cocuk Ayla icinse Ramazan, sıcak yumurtalı pide kuyrugunda sabırsız bekleyisti, Bartın Orduyeri'nden atılan topun sesini, ya da yanan kandilleri kosarak eve haber vermekti. Annemin, babamın tesvik amacıyla tutturdugu yarım oruclar da buna dahildi. Sonra , bu iftar ve sahur yemeklerini, fakülte yıllarında yurtta sahur icin kız arkadaslarla yapılan, ama son anda merdivene tencereyi düsürüp yiyemeyip makarnanın ardından bakıp, ac niyetlenilen güzel oruclarım oldu. Cocuklugumda, sahurda;
"Eski cami direk ister
Söylemeye yürek ister
Benim karnım tok ama
Arkadasım börek ister"
diyerek, davuluyla bizleri uyandıran temiz yüzlü davulcu amcalar vardı. Iki sene evvel, Ramazan ayının sonunda aksam ezanından sonra evimize , kirli sakallı ellerinde davulları olan iki davulcu geldi. Bahsis istiyorlardı. Ben odaya kostum, baktım, parayı az buldum, esimi daha fazla vermesi icin cagırdım. O da gerekeni yaptı, sagolsun. Biraz sonra iki ev ötede yalnız oturan komsu hanıma telefon acarak, "Aman dikkat edin, siz yalnızsınız ,kapıyı acmayın diyerek uyardım. Komsum,"Ayla hanım, güvenligi asıp davulcular nasıl girmisler siteye?" dediklerinde, aklım basıma geldi. Bizim sitede zaten davul sesi hic duyulmuyordu. Güvenligi aradık, Bir ticari taksiyle ismimizi vererek girdiklerini söylediler. Taksinin bagajına davullarını koymuslar, sonra taksi gitmis. Güvenlikciler, sitede dolasıp davulcuları buldular, jandarma geldi. Bu kisilerin yapılan sorgulamalarında, her zaman istedigimiz icme suyu bayiisinde, bizim su siparisimiz sırasında orada bulunarak ismimizi ögrendiklerini ve ticari taksiyle gelerek siteye adımızı vererek girdiklerini, asıl amaclarının hırsızlık oldugunu , jandarmaya itiraf ettiler, bir gece nezarette yatıp, salınıverdiler. Nasıl üzülmüstük, bizim nur yüzlü eski davulcularımızın yerini, kirli sakallı canavarlar almıstı da biz eski, güzel günlerde kalmıstık. Sizleri gene üzdüm, affedin.
Efendim, gene güzel cocukluk Ramazanlarımla yazımı sonlandırayım. Kalabalık aile, akraba, komsular ile yapılan iftardan sonra her aksam ayrı bir camide teravih namazına gidilirdi. Bu da, biz cocuklara cok hoş gelirdi. Tutulan oruclarla, yapılan ibadetlerle, evimizde Kuran-ı Kerim okunan mukabelelerle, önce madden temizlenen evimizde , gönüllerimiz de temizlenirdi. Bir dahaki Ramazanı, dört gözle beklerdik.
Yüce Peygamberimizin buyurdugu gibi,
"İşte bereket ayı olan Ramazan geldi. Artık, Allah'ın rahmeti yeryüzüne bol bol iner. Günahlar affedilir. Dualar, sizin iyilik ve rahmetle yarışmanıza bakar. Öyle ise, kulluğunuzla kendinizi Allah'a sevdirin."
Baska bir yüce sözünde oldugu gibi; "Bu ayın bası rahmet, ortası magfiret, sonu da cehennemden kurtulustur." diye, müjdelemislerdir.
Efendim, Yüce Rabb'imizin magfiretine nail olabilmemiz icin hayır dualarınızı bekliyor, önce siz degerli büyügümün, sonra degerli site mensuplarının Ramazan ayınızı kutluyor, ellerinizden hürmetle öpüyorum. Ayla Belen.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Ramazan isimli Sevgili Yazan Ayla Belen
Cvp: Ramazan isimli Sevgili Yazan Sabri Tandoğan