Sayın Bedriye Türker,
10.9.2007 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, manevi yolda yürünürken önce fena, sonra beka basamakları çıkılıyor. Biz nefsimizin baskısından kurtulmadığımız sürece güzellikleri, iyilikleri, büyük, asil ve yüce olanları göremeyiz ki. Bütün bedbin, karamsar, yüzünden düşen bin parça olanlar nefislerinin yoğun baskısı altında kendi kendilerine hayatı zehir edenlerdir. O baskıdan kurtuldukça insan hayatın güzelliklerini görmeye başlar. Daha önce kapkara gördüğü şeyler artık renkle, ışıkla, güzellikle dolar. Bu nedenlerle nefsimizi, onun çeşitli hilelerini bir kenara koyalım, hep iyiye ve güzele yaklaşalım. Öyle bir an gelsin ki içimiz sadece sevgiyle dolsun, renkle dolsun, ışıkla dolsun.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Hep ışığa ve güzelliğe yürümek Yazan Bedriye Türker
Cvp: Hep ışığa ve güzelliğe yürümek Yazan Sabri Tandoğan