Asagida bir iki hafta once yazmaya basladigim ancak bugun tamamlayabildigim bir yazim var. Aslinda ilginc olan bu konuda herkesin en az benim kadar dogrulari biliyor ve soyluyor olmasi ama neden uygulamada hata oluyor bence onun tespit edilip duzeltilmesi gerekiyor.
Saygi ve hurmet ile ellerinizden opuyorum...
Rabbim yardimciniz olsun...
***
Internetin basina oturmus gunun ilk gelismelerini ogrenmek istiyorum. Ulkemden uzaktayim neler olup bitiyor merak ediyorum. Turkiye’den herhangi bir televizyonu izleyemiyorum . Bunun icin internet cok onem tasiyor. Sirayla haber kanallarini dolasiyorum….. ve gazeteleri…. Televiziyon kanallarini …. Inanirmisiniz pisman oluyorum. Keski hic ama hic bakmasaydim diyorum. Bir haber kanalinin “guncel” kisminda yer alan haberlerin tamami cinayet, gasp, kaza sonucu olum ve yaralanma ile ilgili. Siyasi haberler ise …… Allahim hic mi iyi birsey olmuyor bu memlekette. Daha cok satabilme , daha cok izleyici bulabilme kaygisi ile mi yapiliyor bu haberler. Gecen aksam burdaki bir Turk arkadaslara gitmistik . orlar Turkiye den TV kanallarini cekebilecek bir cihaz getirmisler. Oturdugumuz kadar haberleri seyrettik. En sonunda dayanamadim “kapatabilirmiyiz lutfen” diye sorduk. Burada cok cesitli ulkelerin Tv lerini seyrediyoruz, bizimkiler kadar felaket habercisi olan yok iclerinde… Yada dunyayi sadece magzinden ibaret sayan…. Aslinda insanlara ne verirseniz onu aliyorsunuz. Siddetle buyuyen cocuklar siddet uyguluyor ileride …. Sasirmamak lazim…Kotu olan normallesiyor seyredildikce….
Yillar once, biz uc bes yaslarinda iken, bir aile yemege davet etmis bizleri. Masa epey kalabalik, bembeyaz masa ortusu, ozenle hazirlanmis bir sofra ve cesit cesit yiyecekler... Bizimkiler; “Cocuklari ayrica yedirsek “diyecek olmus, evsahibi bey ; “Olurmu oyle sey onlar bizim misafirimiz. Sonra ben cocuklarimi en kucuk yaslarindan itibaren misafirlerimin sofrasina oturturum. Yoksa nasil ogrenecekler nasil davranmalari gerektigini” demis. Annem her firsat oldugunda ve yeri geldiginde anlatir bu anisini. Evet biz cocuklarimizi nasil egitirsek, nasil deger verirsek , nasil seversek onlar da oyle oluyorlar zaman icinde. ....
Simdi bakiyorsunuz herkes panik icinde, gencligin icinde bulundugu durumu yadirgiyor , begenmiyoruz... Cocuklari her firsatta elestirip, televizyon tutsagi, dusunmeyen, sosyal olmayan, inatci, isyankar olarak tanimliyoruz.... Bunun isaretleri yillardir geliyordu aslinda.... Bunlarin tohumlari yillardir atiliyordu, gormuyor gormezden geliyorduk. Kolayimiza geliyordu onlar Tv basinda iken islerimizi yapmak, Tv nin onunde agizlari acik seyrederlerken agizlarina sevmedikleri yemekleri tikmak. Konusmuyor, sormuyor, evi dagitmiyor, yaramazlik yapmiyor, zamanimizi almiyorlardi ya olsun.... Iste simdi niye panikliyoruz oyle ise?....
Yine yedi yil kadar once idi bir sabah evde Tv seyrediyorum, bir psikolog mektupla gelen sorulari yanitliyor. Saptamalari , konulara yaklasimi hosuma gidiyor. Cocuk gelisimi ve yeni gelisen genclerin sorunlarina deginiyor. Telefonla da katilimlar oluyor. O sirada telefon ile birisi baglaniyor. Ses daha cok cocuk sesine benziyor. Sizi hep izliyorum diyor ve sorunlarini anlatmaya basliyor. Cok ciddi sorunlardan , ana babasi ile mutlaka konusulmasi gereken seylerden bahsediyor. Psikolog bayan duraksiyor, soruyor “evladim sen kac yasindasin” diye “ 11 yasindayim “diyor cocuk. “ Peki evde bir buyugun yokmu yaninda “ diyor. “hayir diyor cocuk hepsi calisiyor ben sabah okul saatime kadar evdeyim sonra okula gidiyorum. Sabahta Tv seyrediyorum.” Onu yatistirip sakinlestirecek birseyler soyluyor sonra programina devam ederken; “. Simdi cok detayli ve agir birseyler soylemem gerekiyor ama biliyorum ki bizi izleyen kucuk seyirciler var o yuzden soyleyemiyorum ancak ana babalara sesleniyorum ; bu yaslarda cocuklarin size ihtiyaci var, onlar sizinle pekcok seyi paylasmak ihtiyacindalar, bunu hakediyorlar. Tek baslarina okula hazirlanmak , yada okulda gelince kapiyi tekbaslarina acip iceri girip Tv basina gecmek yada yemek atistirmak.... Boyle mi seviyoruz yetistiriyoruz cocuklarimizi...” diyor.... Cok atkilenmistim o onbir yasinda sorunlari icin bir uzmani arayip yardim isteyen cocuktan. O farkindaydi sorunlarinin ama ana babasi degil!.....
Bir isin sonunu gormek ile ilgili cok sevdigim bir hikaye vardir :
Bir kuyumcunun dukkanindan iceri yasli bir adam giriyor. “Altin tartacagim bana terazi odunc verirmisin” diyor. Kuyumcu adamcagiza soyle bir bakiyor, cevaben “Benim kalburum yok git baskasindan iste “diyor. Adam “ Benimle alay mi ediyorsun ben terazi istedim” diye usteliyor. Kuyumcu bu kez” Bende supurge de yok” diyor. Adam iyice sinirleniyor “ sagir numarasi yapip durma, vermiyeceksen acikca soylesene ben senden terazi istedim” diyor . Kuyumcu artik gulumsuyor “ Sagir degilim, duydum ne istedigini Soyledigim sozlerin ise hicbirisi bos degildi . Sen kuvveti kalmamis yorgun bir ihtiyarsin, bak ellerin titriyor. Tartacagin altin da tam kulce degil karisik tozu da var. Ellerin titreyecek tartiya koyarken yere dokeceksin, sonra bana gelip supurge soracaksin, altini supurup toplayinca da tozdan ayirmak icin kalbur isteyeceksin. Ama bende supurgede kalburda yok,! Ben isin sonunu onceden tahmin edebildihim icin sana boyle cevaplar verdim “ diyor. Akilli olanlar tedbirlerini onceden alirlar, icinde bulunduklari duruma ve ihtiyaclarina gore herseye hazirlikli olurlar. Bazilari ise isin sonunda , is isten gectikten sonra dovunup dururlar. Pismanligin ise olup bitene hicbir faydasi yoktur...
Universitede iken bir kitap okumustum, Amerikada oturan Italyan asilli bir yazarin kitabi; Yasamak , sevmek ve ogrenmek.. O zamanlar cok sevmistim. Cunku sevgiyi anlatiyordu, karsiliksiz sevmeyi. Yillar sonra kesfettim ki sevgiyi o kadar uzakta aramaya hic gerek yokmus. O bizim icimizde , hamurumuzda var. Yuzyillardan beridir dinimiz o yuce Islam Dini bize bunu emrediyor. Butun Hak Asiklari bunu soyluyor ve ogretiyor. Ozumuze bir donebilsek eger.....Onlari bir anlayabilsek, tefekkur etmeyi bir basarabilsek.... Gozumuzle gorebildigimiz her zerre bunu haykiriyor adeta... .
Cocuklarimiza ise yasamin gunluk telasesinden bir kendimizi siyirip, bir insan, birey gozuyle bakabilsek. Onlarin bize Rabbimizden bize birer emanet olduklarini bir anlaybilsek... Belki o zaman gereken onemi ve hassasiyeti gosterebiliriz. Onlara olan yaklasimlarimizda benlik duygusu, hirslar, zorunluluklar, yilginlik ve stres yerini sevgiye , merhamete , hassasiyete birakir. O zaman asilmasi imkanisiz gibi gorulen zorluklar bile bir anda yok olur gider... Rabbim hepimizin yardimcici olsun... Amin!
86 yili I.U. Isletme Fakultesi yilliginda bana ayrilan sayfada sevgili Reyhancigim soyle yazmis:
Sevmek bu dunyayi cerden copten./ Sevmek bir zerresini ziyan etmeden/ Sevmek/ Durup dinlenmeden sevmek..... Iste benim arkadasim!
Ozden CICEK
Creative Wood Painting Lady
Dubai
www.ozdencicek.com
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Çocuklar Yazan Özden Çiçek
Cvp: Çocuklar Yazan Sabri Tandoğan