Sayın Nihat Akdoğan,
30.9.2007 tarihli mailinizi aldım.
Efendim, mailinizdeki güzel düşünceler için çok teşekkür ederim. Kısa bir özetle pek çok şeyi anlatmışsınız. Gerçekten zor günler yaşıyoruz. İçimiz, dışımız şer güçlerle sarılmış. Bu durumda inanmış insanlara düşen görev son nefesine kadar gücünün yettiğince çalışmak, mücadele etmek, faydalı olmaktır. İsteyen herkes faydalı olabilir. Karıncaya sormuşlar, “Nereye gidiyorsun” demişler. “Nemrut, Hazret-i İbrahim’i ateşe atacakmış. İçime bir damla su çektim, yangını söndürmeye gidiyorum”. “Sen” demişler karıncaya, “bu ayaklarla mı gideceksin? Üstelik bir damla su ne ifade eder?” Karınca cevap vermiş, “Benim imkanlarım bu kadar, gücüm bu kadar. Peki sizler ne yapıyorsunuz?” Soruyu soranlar mahçup olmuşlar, utançtan başları öne eğilmiş. Bütün mesele burada. İmkanlarımız nispetinde yapabildiğimiz kadar hizmet etmeye çalışmak. Ne kakte kadar, son nefesimizi verinceye kadar. Hayatta herkesin eğer faydalı olmak istiyorlarsa yapacakları bir iş vardır. İş onu yapabilmekte. Mana alemine göçerken elimiz boş gitmeyelim. Ben de şunu şunu yaptım, şunlara şöyle yardım ettim diyebilmeli. Allah esirgesin, elimiz boş gitmeyelim.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Babamın adı Hıdır, elimden gelen budur Yazan Nihat Akdoğan
Cvp: Babamın adı Hıdır, elimden gelen budur Yazan Sabri Tandoğan