Sayın Hatice Özbilen,
10.10.2007 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, İslamın çok az bilinen, yanlış anlaşılan yönlerinden biri de tevekküldür. Tevekkül demek bir iş yapılırken elden gelen bütün gayreti gösterip, bütün çabayı harcayıp sonunu Allah’a bırakmaktır. Bazı şeylerin olmasında bazı hususların olmamasında hayır vardır. Biz öyle yapmıyoruz. Ben tevekkül sahibiyim diye daha baştan işi gevşek tutuyor, gereken çalışmayı yapmıyor, hassasiyet göstermiyor, sonra da iş olmadığı zaman ileri, geri laflar ediyoruz. Bu çok yanlış bir durumdur. Halk arasında şöyle bir söz vardır: “Sen önce atını ağaca bağla, sonra tevekkül göstererek Allah’a emanet et” derler. Ne yazık ki bu yanlış anlama yüzünden birçok insan, birçok şeyi kaybediyor. Rahmetli babaanemin bir sözü vardı: “Yavrum” derdi, “Sekiz günlük ömür için dokuz gün çalışmak gerekir.” Biz aylak aylak geziyor, tembel tembel oturuyor, sonra da işi Allah’a bıraktık diyoruz. Bu ne biçim düşünce? Bu ne yanlış zihniyet... Ne olur bu yanlış düşüncelerden kurtulsak. Bir işe Besmeleyle, aşkla, şevkle başlasak, geceyi gündüze katarak çalışsak, elden gelen herşeyi yapsak bunlardan sonra işi Allah’a bıraksak daha iyi olmaz mı? Aman yavrum, bu konuda çok hassas, çok titiz olalım. Kendimize de, inancımıza da söz getirmesek. Maazallah yarın hesabını nasıl veririz?
Kıymetli yavrum, bu konuda söyleyeceklerim bu kadar. Tereddütlerin varsa lütfen yaz, konuyu daha açalım, genişletelim.
Yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Tevekkül üzerine Yazan Hatice Özbilen
Cvp: Tevekkül üzerine Yazan Sabri Tandoğan