Saygıdeğer Üstâdımız Sabri Bey,
Gönülden "merhaba" diyerek söze başlıyorum.. Bâzı duygu ve düşüncelerimi paylaşmak üzere huzurunuzdayım...
Zaman zaman düşündüğüm bir konudur, Resûlü Ekrem'in yalnızlığı... Dahası bütün nebi ve resullerin yalnızlığı.. Yanlış anlaşılmasın lütfen, elbette Efendimizin yanı başındaki Hz. Hatice'yi, Hz. Ebûbekir'i, Osman'ı, Ömer'i, Ali'yi ve gönülden bağlanmış kutlu insanların varlığını görmemezlikten gelmiyorum... İfâde etmeye çalıştığım yalnızlık -bana öyle geliyor- daha çok mukayeseli... Yâni, âlemlere rahmet olarak gönderilmenin hesapsız çapı çevresine nazaran bir yalnızlık algımı izâha çalışıyorum...
Düşünecek olursak, milâdi 6. asır... Dünya coğrafyasının Ay yüzeyinden farksız toprakları... Nüfus olarak az sayıda insan... Ve O aslında ve esasında Âlemlere Rahmet olarak gönderilmiş..
Bugün 21. Asırda, O fizik olarak aramızda değil.. Biz 1,5 milyarlık İslam ve 6,6 milyarlık insanlık âlemi olduk.. Düşünüyorum ve merak ediyorum; kutlu vazifesini âlemlere rahmet olarak ifa ettiği asır, içinde bulunduğumuz bu asır olsaydı; bu insan ve teknoloji yoğun dünyada Resulullah'ın yine de yalnız olduğunu düşünür müydüm acaba???
Âlemlerin Rabbi'nden Âlemlere Rahmet olarak gönderilene ne kadar sahip çıkardık acaba??
Duygusal bir yoğunluk ve belki zihinsel bir simülasyondu yüksek sesli düşüncelerim... Paylaşmak geçti gönlümden; özür dilerim..
En kalbi saygılarımla,
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Rabbini arayan bir dindi aşkım Yazan Kardan Adam
Cvp: Rabbini arayan bir dindi aşkım Yazan Sabri Tandoğan