Sayın “Hattat,

6.11.2007 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, insanoğlu dünyaya gözlerini açtığı andan itibaren hep çevresinde birtakım insanlar, olaylar, yaşantılar görüyor. Kendini insanlar, hayvanlar, bitkiler, eşya ve cemadatla çevrili buluyor. Bu alem içinde hergün nice olaylar oluyor, nice durumlara şahit oluyor. Önemli olan bu alem içinde kendi yerini tesbit edebilmek. Ben neden dünyaya geldim, niçin yaşıyorum, yaşamaktaki amaç nedir, nasıl yaşamalıyım ki son günümde pişmanlık duymayayım, eyvah, yanlış yaşadım, yanlış hareket ettim, yanlış değer yargılarına bağlandım demeyeyim. Öyle bir hayat yaşayayım ki hep günlerim güzelliklerle dolsun, şiir gibi başlasın, şiir gibi bitsin. İç dünyam yalnız sevgiyle, saygıyla, edeple, hizmet aşkıyla dolsun. Yeryüzündeki her varlığa insan, hayvan, bitki, eşya ve cemadata ürpererek, sevgiyle, saygıyla, huşu ile bakayım. Yunus Emre

“Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır”

diyordu. Biz de öyle yapalım. Bütün kainatla, insan, hayvan, bitki, eşya ve cemadatla barış ve biliş içinde yaşayalım. Biz de Yunus Emre gibi

“Hepisinden iyisi bir gönüle girmektir”

diyelim. Kainattaki her zerreyle Yunus Emre gibi “bile olalım”. İşte yavrum, bütün mesele burada. Gerçek başarı budur, gerçek güzellik, gerçek yücelik budur. Yapabilenlere ne mutlu. İşte o zaman biz de “Aşk gelicek cümle eksikler biter”, “Seviyoruz, seviliyoruz, güzelliğimiz bu yüzden” diyebiliriz. Ve “Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz” diyerek gözlerimizi kapar, mana aleminde yeni hayatımıza başlarız.

“Sevmek, devam eden en güzel huyum”

diyebilenlere ne mutlu. Allah, bu güzellikleri bizlere de, yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimize de nasip etsin.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :