Sayın büyüğüm,

Ricanız üzerine sitenize son defa yazmak istiyorum. Çünkü benim vardığım son nokta bu. Bunun üstüne başka bir yazı yazmam imkansız. İnşallah hayırlara vesile olur.

Kuranı Kerim'in en önemli kıssalarından birisi Kehf suresindeki Hz Musa  ile Hz Hızır'ın kıssasıdır. Bu kıssada bizler için çok önemli dersler ve öğütler vardır.Hayatın ve hakikatin iç yüzünü anlamak isteyen her insanın bu kıssayı çok iyi anlaması gerekir. 

Kısaca anlatmak gerekirse; Hz Musa,  Hz Hızır  ile karşılaştığında "Seninle arkadaş olup ilminden faydalanmak isterim” der. Hz Hızır' da “Sen benim arkadaşlığıma tahammül edemezsin ” der. Hz Musa onun işlerine karışmamaya ve hiç bir şeye itiraz etmemeye söz verir. Bunun üzerine beraber yola çıkarlar,oradan bir gemiye binerler, giderlerken  Hz Hızır bu gemiyi deler,Hz Musa itiraz edince anlaşmayı hatırlatır , o da vazgeçer. İkinci olarak birkaç çocuğun oynadığı yere varırlar, çocuklardan birini Hz Hızır tutup öldürür. Yine Hz Musa itiraz eder, yine anlaşma hatırlatılır ve Hz Musa vazgeçer. Bir başka köye giderler, köylüler bunlara yatacak yer ve yiyecek vermezler ama Hz Hızır o köyün kıyısında yıkılmak üzere olan bir  duvarı sağlamlaştırır. Hz Musa buna da itiraz edince Hz Hızır, “Anlaşmamız burada bitti ,şimdi sana yaptıklarımın nedenini anlatayım ” der ve başlar :“İlk gemiyi deldiğim  yerin  ilerisinde  zalim bir hükümdar vardı,bu tür yeni gemilere el koyuyordu, onu delerek kullanılmaz yaptım ki ellerine geçmesin .İkinci olayda ise o çocuk büyüyünce ana babasına çok kötü bir evlat olacaktı ,o yüzden öldürdüm.Allah ileride onun yerine daha hayırlı bir evlat verecekti. Üçüncü olayda ise o ev iki küçük yetimin evi idi, o duvarın altında bir hazine vardı, yıkılsa köylüler o hazineye sahip olacaklardı, duvarı tamir ettim ki çocuklar ileride bulup faydalansın"  

Anlaşıldığı gibi Hz Musa’nın, görünürde zararlı ve kötü gördüğü şeyler gerçekte öyle değildi. Onun beğenmemesi,  gizli olan sebepleri ve hikmetini anlamamasından ileri gelmekteydi. Öyle ki o gizli sebepler açıklanınca zahir ve batın birleşiyor ve Allah’ın hükmünde çelişme kalmıyordu.

Rivayet edildiğine göre Hz. Musa, Hızır’dan ayrılmak istediğinde,  Hz Hızır ona şöyle demiştir: “Eğer sabretseydin, bin türlü şaşırtıcı şey görecektin. Gördüğün her şaşırtıcı şey de, bir önceki gördüğünden daha şaşırtıcı olacaktı.” Bu sözler üzerine Hz. Musa, ayrılığına ağlamış ve Hızır’dan son bir nasihat istemiştir. Hızır da ona şu sözlerle veda etmiştir: “Bilgiyi, insanlara anlatmak için değil, onunla amel etmek için iste!”

Allah Kuran'da bu kıssayı bize bir gerçeği anlamamız için anlatmıştır. Hayatta herşeyin arkasında Allah'ın iradesi ve tecellisi vardır,ancak bu tecelliler zahiri olarak kötü bile gözükse aslında hep hayır için  vardır.Allah hayırdan başka bir şey düşünmez.Kötülüğü düşünen ve yapanlar sadece insanlar ve şeytanlardır.Allah bu kötülüğü hayıra çevirir,bu da zahirde bir çatışma ve olumsuzluk olarak gözükür.

Erzurumlu İbrahîm Hakkı bu durumu şiir diliyle şöyle özetler:

Hakk şerleri hayr eyler
Zannetme ki gayr eyler
Ârif ânı seyr eyler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler.

Deme şu, niçin şöyle
Yerincedir o, öyle
Bak sonuna sabr eyle
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler.

Selam, sevgi ve saygılarımla

Yolcu

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :