Sayın Serdar Bey,
9.11.2007 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, mailin bana Hazret-i Ömer’in bir sözünü hatırlattı. Bir gün birisi geliyor, “Efendim” diyor, “çok iyi yetişmiş, mükemmel bir insanın en büyük özelliği nedir?” Hazret-i Ömer cevap veriyor, “Hükümdarken halktan biri gibi olan, halktan biri iken hükümdar gibi olan kimsedir”. Önemli olan yücelik duygusuyla edep ve tevazuu beraber götürebilmektir. Ben bunun yaşadığım hayat içinde birçok örneklerini gördüm. Merhum Samiha Ayverdi Hanımefendi, bu örneklerden biriydi. Hem bir hükümdar gibi heybetli, haşmetli ve muhteremdi. Hem de ufacık bir çocukla konuşurken bile son derece edep ve tevazu içinde bulunurdu. Önemli olan sade insanlara karşı değil, hayvanlara, bitkilere, eşya ve cemadata karşı da saygılı olabilmektir. Bir gün telefon çaldı. Masada kitap okuyordum. Acele yetişeyim diye masanın bacağına çarptım. Telefon bittikten sonra gittim, masanın bacağını okşadım, ondan özür diledim. Sahiplerinden yeterli saygıyı göremedikleri için üzüntülerinden ölen köpekler de var. Bir insanın değil kendi aile efradına, mesai arkadaşlarına, evine girmek için çıktığı merdive bile saygılı olması lazım. Uzun yıllar önceydi. Bir gün rahmetli doktor Münir Derman’la oturduğu evin merdivenlerinden çıkıyorduk. Çocuk daha önce çukulata yemiş, kağıtlarını merdivene atmıştı. Münir Bey rahmetli hürmetle eğildi, birer birer o kağıtları topladı. Çok heyecanlanmıştım. Edebin bu kadar ince bir nüansı beni ürpertmişti.
İnsan yüce bir varlık. Yaratılmışların en şereflisi. Kim olursa olsun onlara hürmet edelim.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Edep, aklın dıştan görünüşüdür Yazan Serdar
Cvp: Edep, aklın dıştan görünüşüdür Yazan Sabri Tandoğan