Sayın Erhan Kala,
19.11.2007 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, aslında bu çok hassas, çok ince mes’ele senin kafanda aydınlanmış durumda. Ama bir de benden işitmek istiyorsun.
Sevgili yavrum, bir hakim düşün, manevi bir yönü de var. Yedi milyar insanı Muhammedi bir aşkla kucaklamış, hepsini kardeş bilmiş, dost bilmiş, yakın bilmiş. Bir gün bu kardeşlerden biri bir suç işliyor ve önüne sanık olarak geliyor. Orada yapacağı iş nedir? İşlenen suça bakacak, neden işlenildiğini inceleyecek, ceza kanununa göre kararını verecek. Şimdi “o benim kardeşim, ben onu beraat ettirmeliyim, kurtarmalıyım” gibi bir düşünce kesinlikle olamaz. İşlenen suç neyse cezasını alır. Bir kimse hırsızlık yapmışsa, rüşvet almışsa, adam öldürmüşse kanundaki ceza neyse ona müstehak olur. Ve o yedi milyar insanı kardeş diye kucaklayan hakim, suçlunun cezasını verirken en ufak bir tereddüt geçirmez. Ama sonra “Allah’ım bu kardeşimiz yanılmış, hata etmiş, inşallah hatasını anlar, tövbe eder ve Hak yola girer” diye dua edebilir. Ama suç, suçtur.
Shakespeare, Venedik taciri isimli eserinde “Bir insanın kendisine yapacağı en büyük kötülük, duygusuyla düşüncesinin arasına fesat sokmasıdır” der. Bu olağanüstü hassas bir mes’ele. Zaten senin iç dünyanda da aydınlanmış durumda. Ama bir de benden işitmek istedin.
Sevgili yavrum, insanlar hayat yolunda yürürken sendeleyebilir, düşebilirler. Bizim görevimiz onlara kin ve nefretle bakmak değil tekrar düştükleri yerden kalkabilmeleri, silkinebilmeleri için hayır dua etmektir. Biz diliyoruz ki dünyadaki yedi milyar insan hem yaşarken, hem öldükten sonra cennet hayatı yaşasınlar. Tertemiz, pırıl pırıl lekesiz bir hayat sürsünler. “Seviyoruz, seviliyoruz, güzelliğimiz bu yüzden” desinler. Ve bu dünyanın, yaşadıklarımızın, başımıza gelenlerin bir imtihan olduğunu bilsinler.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Hayatın gerçek manası Yazan Erhan Kala
Cvp: Hayatın gerçek manası Yazan Sabri Tandoğan