Sayın “Hattat”,
21.11.2007 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, ses insan için çok önemlidir. Gelişine göre insanda pozitif veya negatif bir ruh hali yaşatır. Mesela ben arabesk müzikten, rock müziğinden çok rahatsız oluyorum. İşitir işitmez neş’em gidiyor. Bu sanırım sade insanlar için değil bütün kainat için böyle. Mesela Hollanda’da inekler üzerinde bir araştırma yapılmış. Klasik müzük dinldikleri zaman sütleri çoğalıyormuş. Gürültülü rock müziği dinledikleri zaman sütleri çok azalıyormuş. Öyle sesler var ki insanı hasta ediyor. Öyle sesler var ki insana hayat veriyor. Yaşama sevinci veriyor. Batıda medeni insan için “sesini bile terbiye etmiş” derler. Çok önemlidir. İnsan her gün dua ederek, sesli kitap okuyarak, şiir okuyarak, şarkı mırıldanarak, günlük konuşmalarına çok dikkat ederek sesini terbiye edebilir. Bazı insanlar vardır, telefon çaldığı zaman “efendim” derler. O bir tek kelimeyi o kadar güzel telaffuz ederler ki onu işiten insan o anda bütün derdini, sıkıntısını unutabilir. Önünde perde perde güzellikler açılabilir. Bir kimseden beş, on kelime işittiğiniz zaman o şahsın o andaki ruh halinden genel kültür yapısından hayata karşı tutumuna kadar pek çok şeyi öğrenebilirsiniz. Konuşurken ağzında kelimeleri çiğneyen, mız mız, mıymıntı, uyuşuk bir ses tonuyla konuşanlar hakkında hemen bir hükme varabilirsiniz. Bunlar aciz, beceriksiz, salak, ruhsuz, köksüz, aşksız, kültürsüz kimselerdir. Onlardan uzak kalmak gerekir. Mümkün olduğu kadar bağıra çağıra konuşan insanlardan uzak kalmak lazımdır. Dün akşam Göksu Restoran’da üç kişinin oturduğu bir masadan öyle çirkin sesler geliyordu ki fevkalade rahatsız oldum. Derhal ayağa kalktım, öbür salona gittim.
İnsan ruhu güzelliklere aşıktır. Her an bir güzellik özlemi içindedir. Onu imkan nispetinde çirkinliklerden korumak gerekir.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan