Sayın Özden Çiçek,
21.11.2007 tarihli mailinizi aldım.
Aşık Veysel, bir şiirinde
“Güzelliğin on par’a etmez
Şu bendeki aşk olmasa”
diyor. Anlattığınız hikaye bunu ne güzel ifade ediyor. Bütün güzellikler bizim kendi içimizde. Yalnız nefsaniyetimiz güzellikleri görmemize engel oluyor. Çevreye bakıyoruz. Gözlerinden alevler saçan, dişleri kenetli, yumrukları sıkılı insanlar dolduruyor caddeleri, sokakları. Soruyorsunuz “Kardeşim, nedir derdin?”. O da bilmiyor ki. Adam kendi kendisiyle kavgalı. Bu tür kimseler hayatı kendilerine de, çevrelerine de zehir ediyorlar. Bizler nefis hapishanesinden çıkmayı öğrenmedikçe mutsuz, huzursuz insan sayısı daha da çoğalacak, ister istemez. Aslında çok güzel bir dünyada yaşıyoruz. Önemli olan o güzellikleri görebilmek. Bir kimsenin gözlükleri kirli, lekeli, çamurlu ise onu gül bahçesine götürsek ne görecek? Dünyasını cennete çevirebilmek herkesin elinde. Ama bunu pek az insan başarabiliyorsa elimizden ne gelir? Fazıl Hüsnü Dağlarca
“Ve bir an yaşıyorum
Bütün bir ömre bedel”
diyor. Hayatını böyle yaşayabilenlere ne mutlu.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Görenedir görene, köre nedir köre ne? Yazan Özden Çiçek
Cvp: Görenedir görene, köre nedir köre ne? Yazan Sabri Tandoğan