Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Çağımızın hastalığı: Şikayet etmek
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 11/30/2007 10:56:22 PM



Sitemizin güneşi, nur, güzellik, sevgiler ve incelikler kaynağı, aziz büyüğümüz,


Yine güzel bir günde sizin aydınlığınızla gönüllerin aydınlandığı, insanların kendine güzel bir yol çizebildiği, adeta bir hayat okulu olan sitenizin kapısından bir kez daha girebilmek ne güzel...  İçerde sizinle birlikte karanlıkları aydınlığa çevirmiş pek çok gönül dostu ile bir başka mekanda bütün dünya insanlarına açık hayat okulunun sıralarında güzelliklere merhaba diyebilmek insana ayrı bir sevinci yaşatıyor her defasında...Bu duygularla hepinizi saygı ve sevgilerle selamlıyorum...


 


Sevgili büyüğüm, Hazreti Mevlana bir sözünde büyük bir gerçeğe işaret ederek: “Sevgiden bakır altınlaşır” diyor. Bugün artık bir insan için hayatı yaşanabilir kılan, herşeyi daha güzel, daha değerli, daha nezih, daha faydalı hale getiren şey yine onun sevgileri, ilgileri oluyor. Gerçek anlamda değer verişlerle, sevgi, saygı dolu yaklaşımlarla, insanın da eşya ve cemadatın da içinde gizlenen ilahi sırları çözebilmek, gizli hazinelerini ortaya çıkarabilmek mümkün oluyor. Değer verilen, edeple yaklaşılan şey her ne ise güzelleşiyor, gerçek hüviyetine  bambaşka bir yüz ve görünüme bürünüyor. Bakırsa altın oluveriyor.


 


Bugün en çok karşılaşılan bir durum insanların şikayetleri.... Pek çok kimse ailesini, dostlarını, sahip olduklarını beğenmiyor, beklentilerini sağlamaktan uzak buluyor ve hep arayışlar içinde ömrünü tüketiyor. Şikayetler ve arayışlar bir türlü bitmek bilmiyor. Oysa bir de herşeye sevgiyle, edeple, saygıyla en güzel şekilde değerler verilerek yaklaşılabilse daha önce şikayet edilen şeylere yepyeni anlamlar yükleniveriyor, yepyeni bir çehre ile insan veya eşya gülümsemeye başlıyor. Aynı iki eşya iki farklı elde çok farklı değerler buluyor. Aynı insan iki farklı yaklaşımla size bambaşka iki kişi gibi görünebiliyor...


 


Değerli büyüğüm, Siz de bir sohbetinizde bir arkadaş ziyaretinde karşılaştığınız evin kanaryasından bahsetmiştiniz bir köşede başını göğsüne çekmiş, sessiz ve yorgun bekleyen. Nerdeyse  yıllarca hiç ötmediği söylenen kuşçağız sizin sevgi dolu iltifatlarınıza kayıtsız kalamayarak bir süre sonra yeniden neşeyle ötmeye başlamış ve siz oradan ayrılırken kendini kafesinde yerden yere atmıştı, ilk defa bulduğu o sıcak yaklaşımı özlemek ve belki ilk defa gördüğü bu yakın ilgiden yeniden mahrum kalmak korkusuyla...


 


Sevgili büyüğüm, işyerindeki çiçek saksılarımdan birkaçını artık kullanmamaya karar verdiğimde onları alıp bir kenara koymuştum. Daha sonra farklı bir gözle baktığımda ise onları temizleyip, boyadığımda yepyeni güzellikte saksılar çıkmıştı ortaya. Yine bir çiçeğimle hergün sevgiyle ilgilendiğimde onun bilinen tek renginden sıyrılarak iki renkte harelerle kocaman iri çiçekler vererek açtığını hayretle gözlemlemiş, fotoğraflarını çekmiştim.


 


Sayın büyüğüm, bu konuda elbette daha nice örnekler vermek mümkün. Burada sözün doğrusunu size bırakmak üzere satırlardan ayrılırken size ve bütün dostlara gerçek sevgiler ve ilgilerle en kestirme yoldan güzelleştirilmiş ve gerçek hüviyetine kavuşturulmuş dostluklar ve nice güzellikler diliyor, hürmetle gülden ellerinizden öpüyorum.


 


Allah’ın selamı her nefes üzerinize olsun. Sonsuz sevgilerimle...


 


 


 


 


Çiğdem Seçkin Gürel


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Çağımızın hastalığı: Şikayet etmek Yazan Çiğdem Seçkin Gürel
Cvp: Çağımızın hastalığı: Şikayet etmek Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]