Sayın Ömür Munzur,
10 Nisan tarihli mailinizi aldım. Benim öteden beri kanaatim hayatın en büyük, en yüce olayının sevmek duygusu olduğudur. Hayatta ondan daha büyük, daha yüce bir şey bilmiyorum. Nerede sevgi, orada Allah. Nerede sevgisizlik, orada kabalık, orada kötülük, orada alçaklık. Sevgi de tıpkı bir çiçek gibi bakım istiyor. Sevginin yakınında yer alan duygu saygıdır. Saygı ve sevgi at başı beraber gider. Saygı, edep, incelik ve zarafet olmayınca sevgi de olmaz. Siz bir arkadaşınıza hem de çok sevdiğinizi sandığınız bir arkadaşınıza, hem de onun acılarını, ıstıraplarını kendi acınız, ıstırabınız gibi hissettiğiniz bir insana bir gün sizi çok üzen bir olayı anlatıyorsunuz. O da yemiyor, içmiyor, o olayı başkasına, o başkası da hiç utanmadan, sıkılmadan, Allah'tan korkmadan o şahsa ulaştırıyor. Şimdi soruyorum size, siz bu insanların sevgisine inanabilir misiniz? Bu samimi bir sevgi olabilir mi? Olamaz çünkü size karşı en ufak bir saygıları olsaydı bu küstahlığı, bu terbiyesizliği yapamazlardı. Bunu kesinlikle unutmayın. Saygının olmadığı yerde sevgi olmaz. Saygı ve sevgi et ve kemik gibi birbirinden ayrılmayan iki duygudur. Aman sevginizi, saygıyla beraber, edeple beraber, incelik ve zarafetle beraber götürün. Yoksa günümüz insanları gibi hem seviyorum deyip, hem de hassas bir insanı ömür boyu ağlatacak hareketlerden uzak kalın.
Sevgi de bir çiçek gibi bakım, ihtimam istiyor. O gerçek dostluklarla her gün biraz daha büyümeli, biraz daha gelişmeli, biraz daha dal budak salmalıdır. Büyümeli, daha çok büyümeli, göklere kadar, Allah'a kadar ulaşmalıdır. Her büyük, temiz, gerçek sevginin sonu Allah'a çıkar. Aman çok dikkatli olalım. Sevdiklerimize karşı ne kadar saygı ile, ihtimamla, edeple, incelikle hareket edersek o kadar doğru bir hareket yapmış oluruz. Önemli olan sevmek devam eden en güzel huyum diyebilmektir. Önemli olan bu sevgiyi öbür dünyada da devam edecek şekilde tertemiz, pırıl pırıl yaşamaktır.
İkinci sorunuza gelince, Allah'ın ve Peygaber'in koyduğu kuralların dışına çıkmayın. Ne olur üç gün aç kalırsak? Eskiden manevi terbiyeye girenleri erbaine sokarlarmış. O güzel insanlar bir şey yemeden, içmeden, nice zamanlar geçirirlermiş. Ne olur, basit, ilkel fizyolojik ihtiyaçlarımızın kölesi olmayalım. Onların üstüne çıkalım.Onları aşalım. Yunus Emre, "Dağ ne kadar yüce olsa, yol onun üstünden aşar" der. Biz de öyle olalım. Allah inanan insanların rızkını verir. Yeter ki çalışalım, gayret gösterelim, ölüm pahasına da olsa, iyi niyetten, temiz ve güzel duygulardan uzaklaşmayalım. Hepimiz misafiriz. Bir gün hiçbirimiz olmayacağız. Yeter ki gidişimiz güzel olsun. Aşkla yaşayalım, aşkla gidelim. Ömer Hayyam bir şiirinde "Sevginle gireceğim toprağa, sevginle çıkacağım topraktan" diyor. Neden aynı şeyi bizler de söylemeyelim? Selamlar, sevgiler, saygılar...
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
sevgiye kavusabilmek icin sizin tavsiyeleriniz nedir? Yazan Ömür Munzur
Cvp: sevgiye kavusabilmek icin sizin tavsiyeleriniz nedir? Yazan Sabri Tandoğan