Sayın Sezer,
7.12.2007 tarihli mailinizi aldım.
Efendim, saydığınız hususlar hep birer realite. Birşey diyemeyiz. Ama yine de o heykeli yapan heykeltraş bence taassup içinde kalbinde insan sevgisi olmayan, insana saygı olmayan, sanatı taasubuna alet eden kötü ruhlu bir yaratık. Kusura bakmayın siz de burada o namussuzun oyununa geliyorsunuz. İfade tarzınızdan o şerefsizi, o alçağı onayladığınız manası çıkmıyor mu? Hayır, kesinlikle hayır. Bin kere hayır. Doğrusu çok üzüldüm. Aslında başörtüsü edebin, hayanın, inceliğin, zarafetin simgesi... Ben size başı örtülü öyle hanımefendiler gösterebilirim ki siz onun önünde edeple, huşu ile eğilirsiniz. Falan kişi, filan kişinin hanımı bunu siyasal menfaatlerine alet ediyormuş, çok kötü, çok berbad birşey. Ama onların davranışlarını genelleştirmek daha kötü bir davranış değil mi? Evet, heykel güzel sanatların bir bölümü. Ama sorarım size başı örtük, başından aşağısı çıplak heykelin estetikle ne ilgisi var?
Bu sadece inançlarına tertemiz, bembeya zduygularla bağlı olan kibar, asil, nezih hanımefendileri, beyefendileri incitmez mi? Burada insan haklarına bir tecavüz yok mu? Bu saldırıya kimsenin hakkı yok ki. Onu bahane ederek birtakım sosyal, kötü, çirkin realiteleri sıralıyorsunuz. Burada işin sosyal yönünde tamamen haklısınız. Ama bunun başörtüsüyle ne ilgisi var?
Sayın Sezer, daha önce yolladığınız maillerden size çok büyük sevgi, saygı ve hayranlık duydum. Ama bu mailiniz beni hayal kırıklığına uğrattı. Şu mübarek Cuma günü üstüne yemin ederim ki o heykeli yapan sanatçı çok alçak, çok adi, çok rezil bir insan. Bu heykelinden sadece insanlık adına, kültür adına, san’at adına utanç duydum, yüzüm kızardı. O yakında belasını bulacak. Bu satırları sizi haddim olmayarak uyarmak için yazıyorum. Lütfen, Allah rızası için sapla samanı birbirine karıştırmayalım. O heykele hak vermek insandaki bütün manevi güzellikleri alır, götürür. O zaman bizim başörtüsünü istismar eden insanlardan ne farkımız kalır? Lütfen acele karar vermeyin. Düşünün, daha çok düşünün. Çünkü size olan sevgim ve saygım bana bu satırları yazdırdı. Bugüne kadar inandığım doğruları ölüm bahasına da olsa söyledim. Şimdi yine söylüyorum. Biliyorum birçok insan bana kızacak. Belki bir daha sitemizi açmayacak. Ama neylersin ki ben hayat yolculuğunun başında Allah’ıma söz verdim. Sonu neye varırsa varsın, ölüm bile olsa inandığım doğruları söyleyeceğim, politika yapmayacağım dedim. Bu satırlar böyle bir ahdin sonunda yazıldı. Karar sizin efendim. Vereceğiniz karar müspet de olsa, menfi de olsa size olan sevgim ve saygım hep devam edecek.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Sapla samanı karıştırmayalım Yazan Sezer
Cvp: Sapla samanı karıştırmayalım Yazan Sabri Tandoğan