Çok değerli kardeşim,

İslami edep, incelik ve zarafetle dolu mektubunuzu ağlayarak okudum. Temiz, samimi, gönlünüzden geleni yazmışsınız. Hassasiyetiniz önünde büyük bir sevinç ve tazim duygusuyla sizi selamlıyorum. Allah sizden razı olsun. İnşallah sizin gibi temiz, inançlı, güzel insanların sayısı her gün biraz daha artar.



Efendim, sorduğunuz sorunun cevabı Kuran-ı Kerim’in Nur Suresinin 32. Ayetinde hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde büyük bir vuzuhla anlatılmıştır. İnanan insanlar Ayetlerin tartışmasını yapmazlar. Kayıtsız şartsız, tazimle, edeple saygıyla kabul ederler. Filan şahıs şöyle hareket etmiş, filan şahıs böyle hareket etmiş bunun hiçbir önemi yok. Yapabildiklerimizi Allah kabul etsin, yapamadıklarımızı affetsin. Yoksa bazı aydın geçinen geri zekalılar gibi efendim bu çağda şu olur mu, bu olur mu demek maazallah insanı küfre götürür. Allah cümlemizi esirgesin. Dinen günahkar olmak başka, kafir olmak yine başkadır. Siz bir gece teheccüd namazına kalkın, namazınızı kılın ve kendi kendinize sorun “Acaba ben İslamın bütün inceliklerini harfiyen yerine getirebiliyor muyum? Yarın Allah’ın huzuruna çıksam hesabımı harfiyen verebilecek miyim?”



Şunu lütfen unutmayın. Bu çağda bir Müslüman sabahleyin evden çıkarken kendini çevrenin en hatalı, en kusurlu, en günahkar insanı kabul etmedikçe mana yolunda ilerleyemez. Acaba yaptığımız birkaç şekli ibadet kabul ediliyor mu diye düşünmeden kendini hatasız, kusursuz, noksan olarak görmek bilmiyorum İslam edebiye ne kadar bağdaşır. Bazan kendi gözlerindeki merteği göremeyenler başkalarının gözündeki çöple alay ederler.



Koskoca sitede bula bula bir hata bulup, bir kusur bulup mal bulmuş mağribi gibi sevinenler için söyleyeceğimiz tek söz, kardeşim Allah senden razı olsun, iki dünyan cennet olsun, Allah sana bu dünya hayatında darlık, sıkıntı, üzüntü göstermesin, çocuklarının mürüvvetini gör, yaşadığın çevrenin inşallah en sevilen, en sayılan, el üstünde tutulan insanı olursun diye dua etmek olacak.



Allah’ın selamı üzerine olsun.



Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :