Sayın Cengiz Bey,

27.12.2007 tarihli mailiniz aldım.

Kıymetli yavrum, gerek hayatta yürüyeceğin yol konusundaki seçimin, gerek Hadis seçimi ve gerekse o hadisi gerçekleştirmek için seçtiğin metod o kadar güzel ki seni yürekten kutluyor, başarılar diliyorum. Gerçekten o kadar isabetli grüşlerin var ki keşke her gün herkes senin mailini okusa ve üzerinde tefekkür etse. Gerçekten bugünkü haliyle televizyonların, gazetelerin birkaç istisna dışında insana vereceği hiçbir şey yok. Ama o kadar çok şey alıyor ki. Bizi eritiyor, bitiriyor, tüketiyor. İçimizde temiz, iyi, güzel ne kalmışsa hepsini silip süpürüyor. O zaman mana yolunda yürüyebilmek için yepyeni bir metod seçmek gerek. Keza hep bedbin konuşan, karamsar, diliyle zehir akıtan insanların arkadaşlığından ne hayır gelir? Rahmetli hocam operatör doktor Münir Derman, “Şimdiki zamanda insanın hakiki dostu Allah’la aynı sayıdadır” derdi. Ne kadar haklı. Fransızların çok güzel bir sözü var: “Arkadaşının kim olduğunu söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim”. Arkadaş, menfi olarak da müspet olarak da insanı öyle etkiliyor ki o zaman kendiliğinden bir seçim yapmak gerekiyor. Bazı kimseler efendim ben tesir altında kalmam diyorlar. Bunlar, insan ruhunu hiç tanımayan, zavallı kimseler. Hepimiz tesir altında kalırız. Önemli olan bu tesirin müspet olması.

Yürüdüğün yolda nice manevi mertebeler ulaşmanı diliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :