Sayın Esra Hanım,

30.12.2007 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, bütün mes’ele bütün varlığımızla, aşkımızla, heyecanımızla Allah’a teslim olmakta... Bunu yapabildiğimiz zaman göreceğiz ki bütün müşküller halledilecek, bütün karanlıklar aydınlanacak, bütün engeller ortadan kalkacak. Hayat, yaşamak, varoluş güzel, çok güzel, inanılmayacak kadar güzel. Çevre her an yepyeni güzelliklerle dolu. Yeter ki biz nefsaniyetimizin kölesi olmaktan kurtulalım. Ve bütün varlığımızla Allah’a gidelim. Yunus

“Gel, dosta gidelim gönül” diyordu.

Bir bilsek, bir öğrensek ki bize Allah’dan daha yakın olan kimse yok. Ne aradık da Allah’a yakınlıkta bulamadık? Hep kendimize hayat boyu değişen putlar buluyor, onların peşinde gidiyoruz. Bu putlar insandan insana değişiyor. Ama etkiler, hep aynı oluyor. Allah’la insanın arasına giriyorlar ve insanı kendilerine köle ediyorlar. Yerine göre para, yerine göre şehvet, yerine göre mal, mülk, yerine göre mevki, makam lat, uzza, menat gibi oluyor. İnsanı Allah’dan uzaklaştırıyor. Bütün bunlara şöyle bir bakıp da Yunus Emre gibi

“Gel, dosta gidelim gönül”

diyebilsek...

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :