Sayın Emir Kaya,
31.12.2007 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, Yunus Emre Mevlana’nın Mesnevisini okumuş, ve uzun yazmış, ben olsam “Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm” derdim demiş. Ben de mailini okuduktan sonra sadece “Ben olsam dünyaya geldim, sevdim ve sevildim, sevgiyle gidiyorum” derdim. Kıymetli yavrum, farzedin ki bir pazara gittiniz. Yüzlerce çeşit yiyecek var. Siz sadece ihtiyacınız neyse onu alırsınız, öbürlerine hiç dokunmazsınız. Biz de dünya pazarına geldik. Bizim ihtiyacımız sadece sevmek ve sevilmek. Yunus Emre “Benim işim sevi işi” der. Hayatın en önemli olayı sevmek ve sevilmektir. Hayattaki çelişkilerden, karışıklıklardan, bunalımlardan, sıkıntılardan bize ne? Madem ki Yunus
“Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim”
diyor, hepsi o kadar. Biz de Yunus gibi “Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz” diyelim. Ve bütün kainatı tek istisna olmadan insanıyla, hayvanıyla, bitkisiyle, eşya ve cemadatıyla kucaklayalım. Bu dünyadan göçerken Ömer Hayyam gibi
“Sevginle gireceğim toprağa
Sevginle çıkacağım topraktan”
diyelim.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Sev, sevil Yazan Emir Kaya
Cvp: Sev, sevil Yazan Sabri Tandoğan