Merhaba Sabri Bey,
Bugün, siz değerli büyüğüm ve saygı değer dostlarıma Dr.Münir Derman'ın kendi sözleriyle yazmış olduğu ve beni çok etkiliyen yazısını sizler ile paylaşmak istedim.
KENDİMLE BERABER
Bir gün hocamı ziyarete gitmiştim. 17 yaşında idim.
Odası tavanında yalnız penceresi olan geniş yüksek tavanlı idi.
Odası çıplak. Bir post. Bir de yerde yatak... Desti. Leğen. İşte o kadar...
Çok güzel koku vardı havasında...
Kendisi oturmuş, uzun saçları yele gibi omuzlarına sarkıyordu. "-Gel bakalım." dedi. Elini öptüm. "-Ben artık gidiyorum mektep bitti." dedim.
Dua etti, nasihat şeklinde emirler verdi: "-Arasıra kendi kendine bir odada kal..." Bunu adet edindim, arasıra bunu yaparım... Tahsil için Fransa'ya gittim. Aradan 5-6 sene geçti...
Birgün bu nasihat ve emri yapmak için odama girdim... Odamda iki zat gördüm. Birdenbire şaşırdım. Nereden girdiler bunlar... Beni görür görmez yürüdüler, duvarın içinde kayboldular. Şaşırdım kaldım. Bir kağıt bıraktılar yere, küçük... Hala saklarım o kağıdı... Ve hayretim hala devam ediyor. Otuz küsur sene oldu. Son nefesime kadar bu hayret devam edecek... Halledemedim...
Bu hadiseden 1 sene sonra yurda tatile döndüm. Doğru hocama gittim...Yaşlanmış...Elini öptüm. Bana halimi sordu... Ağabeyimi sordu. "-Gelsin.." dedi. (...) Yanında oturduk... Hocam hastalanmıştı. Yanında idik... Bize nasihat etti, dua etti, bizi okşadı...
Bir aralık "O kağıt sende mi?" dedi. Birdenbire anlayamadım. "-Ha..." derken baş parmağını ağzıma uzattı. "Sus" dedi... "Öyle yap..." (...)
Birgün sonra hocamızdan ayrıldık, ağladık... (...)
Hâlâ hocam bizi bırakmamıştır. Bunalırsak yetişir... Yalnız 15 sene evvel ağabeyim 47 yaşında hocamın yanına gitti... Nur içinde yatsın...
O kağıttaki yazı şu, size de söyleyim, böyle hareket edin:
"Vesveseyi bırak... Ne kadar işin ve arzun, dileğin varsa hepsini kaza ve kadere teslim et... Kendi nasıl dilerse öyle iş gören Allah'a bırak... Ve bekle...
Telaşı terket. Izdırabı, üzüntüyü kaldır. Murat yolu kendi kendine görünür, o yola düşersin. Aç kal, kimseye söyleme.
Dertlerini, yoksulluklarını, ızdıraplarını söz haline geçirme. Melekler bile duymasın... Derdin olursa Hakk ile konuş, herşeye yeter. Sefalete düşersen vakur ol. Sabret. Hak'ka bile ellerini istek için kaldırma. Yalnız hamd için kaldır. Allah seni senden iyi bilir... Hakk'da erimek dünyada budur..."
1958
Değerli Hocam Sabri Bey ne kadar güzel yazmış öyle değil mi? Özellikle şu cümle: '' Hak'ka bile ellerini istek için kaldırma.Yalnız hamd için kaldır. Allah seni senden iyi bilir..''
Televizyonlarda seyrediyoruz da ne cahil bilgisiz insanlar var etrafta dilek dilemek için ağaca kurdele bağlayanlar, lüks araba almak isteyenler camurdan araba yapanlar yada evlenmek isteyenler..v.s. Üstelik birde yanlarında o küçük çocuklarıyla gidiyorlar ve onların masum beyinlerini de bulandırıyorlar.
Aslında yapılması gereken nekadar basit Kendi kendimize yalnız kalıp sadece Allah'a dua etmek sadece Allah'tan medet ummak..
Sevgi ve saygılarımla,
Alper KURDAK
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Ölümsüz sözler Yazan Alper Kurdak
Cvp: Ölümsüz sözler Yazan Sabri Tandoğan