Sayın “Mukarreb”,
17.1.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, gönderdiğin inanılmaz güzellikteki mailin bütün insan kardeşlerimiz tarafından tekrar tekrar okunmasını dilerdim. Alper ve İlknur çiftinin göstermiş olduğu olgunluk ve incelikten takdirle bahsediyorsunuz. Gerçekten o çiftin çok güzel bir gidişi var. Allah feyizlerini artırsın. Bazı kimseler en ufak bir dikkat çekmeye bile katlanamıyorlar. Hep pohpohlanma istiyorlar. Evet, bazan teşvik için o da gerekli. Ama bazan da insanları daldıkları gaflet uykusundan uyandırmak için şok tedavisi gerekiyor. Amacım sadece onlara hizmet etmek. Bir baba kendi evladına şok tedavisi yaparken mutlu olabilir mi? Ama gelin görün ki tıpta bazan gerekiyor. Bazı kimseler bir iki kelimeye takılarak ebediyyen kırılıyorlar. İşte bu çok yanlış. Kendilerini ışııktan mahrum ediyorlar. Rahmetli Münir Bey sohbetinde “Kendi örseleme, yazıktır” derdi. Benim için aslolan gelen takdir sözleri değil gönlünde, kafasında takıntı olan, o takıntılar yüzünden mana yolunda yürüyemeyen insanlara faydalı olmak, hizmet etmek. Ben onların aslında hizmetkârıyım. Ama onlar bunu anlayamıyorlar. Rahmetli Ruhi Su, bir türküsünde
“Şimdi bizim işler divana kaldı”
diyordu. Bu durumda ne yapabilirim? Alper, ilknur çiftini gösterdikleri olgunluktan dolayı saygıyla kutluyorum. Nasıl bir insan dışarıda çeşit çeşit yemekler yer sonra onları hazmedemez eve gelir kusarsa mana yolunda da öyle oluyor. Bazı kimseler daldan dala uçmayı pek seviyorlar. Ama farkına varmadan bindikleri dalı kesiyorlar. Bir izleyicimiz “Ben gaflet denizlerinde çırpınıyorum, boğuluyorum, elimden tutanım yok.” mealinde sözler söylüyor. “Güzel yavrum” diyorum, “Kur’an-ı Kerim varken, Resulullah Efendimiz varken bu çırpınmak niçin?” Bana kırılıyor, inciniyor ve beni de incitiyor. Tokat gibi bir cevap yazıyor. İyi ama güzel yavrum, ben sana kötü birşey söylemedim ki. Sadece denizde boğulmakta olan bir insana karayı gösterdim. Bazı insanlarda nefis o kadar kuvvetli ki onlarla dost olmak için sadece onları pohpohlamak lazım. Ama bu da İslami bir davranış değil ki. Yarın Allah’ın huzuruna vardığımızda bunun hesabını verebilir miyiz? Aman yavrum, bu gururla, bu kibirle, bu ben bilirim havalarıyla bir yere varamayız. O zaman sadece vakit geçirmek için internetin önünde oyalanırız. Ama biz her dakikamızın faydalı, güzel geçmesini istiyoruz. Pohpohlamak isteyenler, alkış bekleyenler lütfen kendilerini de bizi de lütfen kırmasınlar. Vebali var. Doktor bazan acı ilaç da verir. (İyileşmek isteyen hasta o ilacı “Aslı Börek”in su böreği gibi yer. Su böreğini sevenlere müjdelerim: Türkiyede bu işi en iyi yapan Aslı Börek. )
Kıymetli yavrum, rahmetli evladına bu vesileyle hepimiz üç ihlas bir Fatiha gönderelim, mübarek ruhunu şadedelim. Allah sana da ecir, sabır versin. Sitemizi güzelleştirecek, zenginleştirecek yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Aman dikkatli olalım. Yazan "Mukarreb"
Cvp: Aman dikkatli olalım. Yazan Sabri Tandoğan