Sayın Mukarreb,
18.1.2008 tarihli mailinizi aldım.
Efendim, inceliklerle dolu mailiniz beni uzun uzun düşündürdü. Keşke dedim herkes bu maili okuyabilse. Ne yazık ki manevi terbiyeden uzak bırakıldığı için toplumda kadın erkek, genç ihtiyar birçok insan gırtlağına kadar ego ile, nefsle dolu. Bir insan size mail gönderiyor, fırtınalı bir denizde yapayalnızım diyor, elimden tutanım yok. Sığınacak yerim yok diyor. Siz de ona güzel kardeşim Allah var ya, Peygamber var ya diyorsunuz, niye onlara sığınmıyorsunuz, gidin onlara koşun, huzura kavuşun, sükuna kavuşun güzelliğe kavuşun. Bunda kızacak, darılacak ne var ki. Gelin görün ki cevaben gelen mailde size hakaret ediliyor. Bunlar insandaki yaşama sevincini o zaman için de olsa karartmaz mı? Siz de bir insansınız, üstelik o görevi yapabilmek için canınızı dişinize takmışsınız. Profesör Eva Hanım, “Çay bardağının içindeki şekeri karıştırırken çıkan ses aynı anda uzayın bütün hücrelerinde duyuluyor” diyor. Hayat da öyle. Bu maili gönderen kimse bütün haftamı zehir etti. Allah’ım bu ne korkunç egoizm. Oysa siz her yaptığınız işi her söylediğiniz sözü Allah rızası için söylüyorsunuz. Bütün melekler şahit olsun ki başka hiçbir beklentimiz yok. Özdemir Asaf bu durumune güzel anlatıyor:
“Bana yakın geldin dedi, vurdu
Bana uzak kaldın dedi, vurdu
Adlarını sordum, insan dediler”
Siz, Allah rızası için sabaha kadar ağlıyor, sabah namazının diriliğinde kırılan parçalarınızı toplayıp yine insanlara faydalı olmaya devam ediyorsunuz. Çünkü hayat yolunun başlangıcında Allah’a söz vermişsiniz. Şair Nurettim Özdemir
“Dal mısın, kırılan nedir içimde”
diyor. İşte böyle sevgili mukarreb. Herşeye rağmen yolumuza devam. Bu yolda daima dikenler, çalılar karşımıza çıkacak. Bir ilahide ne güzel söylüyor.
“Güzel aşık cevrimizi çekemezsin demedim mi
Bu bir rıza lokmasıdır, yiyemezsin demedim mi”
Evet, herşeye rağmen devam. Küsmeden, darılmadan, kırılmadan kendi yaralarımızı kendimiz sararak devam. Peygamberimizi düşünelim. Taif’e İslamın güzelliğini ablatmak için gidiyor. Küfürle, hakaretle, alayla, istihza ile karşılanıyor. Saldırganlar o kadar ileri gidiyorlar ki taş atmaya başlıyorlar. Mübarek ayakları kan içinde kalıyor. Bir sahabi çok kırılıyor. “Ya Resulullah” diyor, “öyle bir bedua edin ki bütn Taif halkı yerin dibine göçsün. Peygamberimiz ellerini kaldırıyor, “Allah’m” diyor, “Sen bu Taiflileri affet. Onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar. En yakın zamanda Sen onları İslamla şereflendir” ve kısa bir süre sonra Taif’liler hatalarını anlıyorlar, gelip Peygamberimizin ellerinden öpüyorlar, af diliyorlar, İslamı kabul ediyorlar. Hayat böyle, kıymetli Mukarreb. Herşeye rağmen mücadeleye devam.
“Yürü, bu yol şeref, zafer yolu
Karşında bekliyor seni tanyeri
Yürü, atıl, devir karanlığı
Durma yürü, haydi ileri”
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Herşeye rağmen devam Yazan "Mukarreb"
Cvp: Herşeye rağmen devam Yazan Sabri Tandoğan