Sayın İlknur Hanım,
20.1.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, inşallah bu hafta da önümüzdeki bütün haftalar da çok güzel geçer. Bütün saatleri, renkle, ışıkla, güzellikle, faydalı çalışmalarla dolar. Yüce Peygamberimiz “İki günü birbirine eşit olan ziyandadır” buyuruyor. Bizler her gün, her saat biraz daha iyiye, biraz daha güzele gitmek zorundayız. Ve bu çabalarımız son nefesimize kadar devam eder inşallah. Bunun için yaratıldık. Bunun için varız, bunun için yaşıyoruz. Dün ama acı, ama tatlı, geçip gitti. Yarın meçhul. Hiçbirimiz bir saat sonra ne olacak, sabaha çıkabilecek miyiz, bilmiyoruz. Bize yalnız bugün kalıyor. Şimdi kalıyor. İşte ne yapacaksak bu şimdinin içinde başarmak zorundayız. Allah bizlere de, yeryüzündeki bütün insanlara da “Şimdileri değerlendirmeyi” nasibetsin. Gördüğümüz her zerrede, okuduğumuz her satırda işittiğimiz her sözde hep hakikate ulaşmayı, gerçeğe varmayı Allah nasibetsin. Hayat o zaman güzelleşiyor. Bir anlam kazanıyor. Lüzumsuz yere yükleri taşımaktan kurtuluyoruz. Falanca şunu yapmış, filanca bunu söylemiş, bunlardan bize ne? Bizi ilgilendiren yalnız Allah’ın ve Resulünün dedikleri. Gerisi hikaye. Ben yeryüzünün bir cennet olduğuna inanıyorum. Allah sayısız güzellikler yaratmış. Pek çok güzel insanı Peygamber olarak, veli olarak, alim ve sanatkar olarak dünyaya göndermiş. Ömrümüzün bazı yıllarında onları özümlemeye çalışsak ne kaybederiz? Acaba bir Beethoven’i, bir Mozart’ı, bir Mendelsson’u, bir Itri’yi, Dede Efendiyi, Üçüncü Selim’i, bir Shakespeare’i, bir Rilke’yi, bir Cehov’u bütün nüanslarıyla algılamaya, özümlemeye çalışsak ne güzel olur. Hayatımız zenginleşir, güzelleşir, renkle, ışıkla, şiirle dolar. İşte o zaman Yunus Emre gibi
“Ballar balını buldum
Kovanım yağma olsun”
deriz.
“Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz”
deriz. Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Yaşamak denilen mucize Yazan İlknur
Cvp: Yaşamak denilen mucize Yazan Sabri Tandoğan