Merhaba Sabri Amca; Okudum yazdıklarınızı. Çok haklısınız, çok teşekkür ederim. Uygulayacağım dediklerinizi. Sabah biraz canım sıkıldı ama şuan geçti çok şükür. Size anlatmak istiyorum yaklaşık sabah saat 11.00 civarı olan olayı. Burada daha önce muhasebe sorumlusu olarak çalışan bir hanım vardı; sonra çıkartıldı buradan. Eğitimi, bilgisi çok iyiydi ancak biraz problemli biriydi; kimseyle iletişimi yoktu, herkese ters davranıyor, herkese kızıyordu. Kimse sevmiyordu şirkette onu. Burada çalıştığı dönemde bir tek düzgün konuştuğu insan bendim; sanırım o da benim yumuşaklığımdan, sesimi çıkarmamamdan kaynaklanıyor. Üzülüyordum çünkü kimseyle iletişimi yok, kimse onu sevmiyor diye; yardımcı olmaya çalışıyordum. Her neyse, helali hoş olsun. Geçen hafta Cuma günü şirketten beni aradı, sesini duyunca şaşırdım biraz; 2006’da ayrılmıştı buradan ve o gün bugündür de hiçbir irtibatım olmamıştı. Benden birşey rica ettiğini söyledi. Bir projede mi ne çalışıyormuş şuan ve eski çalıştığı yerden bir yazı alması gerekiyormuş, “şu şu tarihler arasında bu kişi şu pozisyonda firmamızda çalışmıştır”diye. Genel Müdür’ünüz nasıl, yumuşak biri mi, iyi biri mi; imzalar mı bu yazıyı dedi bana telefonda. Almaya çalışırım istediğiniz yazıyı dedim ve kapattım telefonu. Sonra şuan onun pozisyonunda muhasebe sorumlusu olarak çalışan çocuktan rica ettim, yazdı o yazıyı, verdi bana. Ben de imza yetkilisi iki kişi olduğu için ( şuanda bizim üst yönetim tamamen değişti, yani farklı kişiler var imza yetkisinde) ve hep biri eksik olduğu için ancak bugün imzalatabildim yazıyı firmada. Hatta Cumadan beri yapamadım diye üzüldüm, ayıp oldu kadına dedim kendi kendime, rahatsız oldum geç kaldım diye. Her neyse...Durumu anlattım kendi müdürümle genel müdüre( sadece o ikisi imza yetkilisi şuanda) ve rica ettim, genel müdür pek tasvip etmese de yazıya şöyle bir baktı, biraz durduktan sonra imzaladı. Sonra hemen o hanımı aradım, yazıyı imza eksik olduğu için ancak bugün tamamlayabildiğimi, arzu ederse bugün iş çıkışı kendisine verebileceğimi söyledim. Bana yazının içeriği nasıl yazıldı diye sordu; ben de “firmamızsa şu şu tarihlerde, bu kişi muhasebe sorumlusu olarak çalışmıştır” diye yazıldığını söyledim. Birden biraz bozulmuş ve kızgın bir ses tonuyla benim oradaki ünvanım “accounting supervisor”’dı, bu şekilde yazılması gerekiyordu dedi. Ben de türkçe olarak “muhasebe sorumlusu” diye yazdıklarını söyledim. Israrla muhasebe süpervisor’ü yazılmasını istediğini söyledi. Okadar şaşırmıştım ki bu tepkisine, ben hiç mecburiyetimin olmamasına rağmen sırf yardım olsun diye okadar uğraşıp yazı almışken bana teşekkür edeceğine böyle bir tepki vermesine üzülmüştüm; gerçi teşekkür beklemiyordum ama böylesine bir tepkide beklemiyordum; ne diyeceğimi şaşırmıştım, birşey diyemedim. Ama bugün o yazıyı vereceğim o kişiye ve benim ancak bukadarını yapabildiğimi; arzu ediyorsa, daha iyisini alabiliyorsa kendisinin müdürle görüşmesi gerektiğini söyleyeceğim. Biraz canım sıkıldı ve üzüldüm yaptığıma karşılık onun tavrına. Bana yazdığınız yazıda demişsiniz ki “ilerinin Rabia Sultanı” demişsiniz. Keşke ağırlığı bukadar fazla, anlamı bukadar ince bir söze layık olabilsem bir gün! Bu okadar zor, meşakkatli ve sabır gerektiren bir iş ki. Ben bu küçücük olayda bile bilmiyorum başarılı mı oldum başarısız mı! Ben ki şu küçücük olayda bile üzülebiliyorum, oysa belki karşımdaki şahıs hiç bu üzülmeme değecek biri bile değil. İşte böyle Sabri amca. Bana verdiğiniz fikirleriniz, değerli cevaplarınız için çok teşekkür ediyorum size. Sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
İyiliği Allah rızası için yapmak Yazan İlknur
Cvp: İyiliği Allah rızası için yapmak Yazan Sabri Tandoğan