Saygıdeğer Hocam;
Allahın selamı, rahmeti ve bereketi sizin ve tüm gönül dostlarının, yeryüzündeki tüm insan kardeşlerimin üzerine olsun.Efendim, ben sahip olduklarımı paylaşmaktan, her şeyin en güzelini, en iyisini çevremdekilere vermekten büyük haz duyuyorum. Gelin görün ki geçenlerde misafirlerime meyve hazırlarken, yine en büyük ve en güzelleri onlara kendime daha kötü görünümde olanını ayırmışken nefsim dürttü hafiften.Dedi ki "Sen hep böyle kendine en kötüyü ayırıyorsun, meyvenin küçüğü, kahvenin köpüksüzü..Senin hiç hakkın yok mu şu iri pırıl pırıl elmayı seçmeye? Bu kezde eşin yesin çelimsiz olanı." Nasıl olduysa vicdanım pek rahat olmayarak o kırmızı pırıl pırıl elmayı kendime ayırdım, nefsimi dinleyerek.Elma o kadar güzel görünüyorduki insan bıçakla kesmeye kıyamıyordu.Nefsimin yoğun ısrarıyla seçtiğim elma bakalım nasılmış deyip, besmele ile kestim elmayı. Ah, ne göreyim!.O dışı güzeller güzeli elmanın içi çürük, bir lokma bile alınası değil.İçi başka, dışı başka. Genc Abdal'ın "İçi kafir dışı müslüman çoktur." mısraları geldi aklıma.Bu dışı güzel içi çürük elma beni derin tefekküre daldırdı ve nefsime yıllardır hissettiğim kırgınlıkla şöyle seslendim:
Ey zavallı nefsim! Elmanın zahirine aldanıp beni de aldattın, çürük elmayı bana yedirecektin.Halbuki senin göz dikmene rağmen her şeyin en güzelini, en iyisini başkalarıyla paylaştığımda ne kadar mesuttum ben. Sen hep böyle dışı yaldızlı içi kokmuş dünyalıkla beni aldatırsında baki olan hayatımı da çürütürsün. Dünya üzerinde iki günlüğüne yapacağım yolculukta, ne yiyeceğimi, ne giyeceğimi, orada hava nasıldır, kimlerle karşılaşırım, orada neye ihtiyacım olur, diye düşündürürsün de, ebedi kalacağım ve geriye dönüşün asla olmadığı mekanımı düşünmekten ve orası için hazırlanmaktan beni niye alıkoyarsın?? Fani olanın peşinde koşturtup, baki olandan ne diye yüz çevirtirsin?
Ey gaflet uykusundaki nefsim uyan! Bak, Resulullah (s.a.v.) “İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar diyor ve bizi uyarıyor “ölmeden evvel ölünüz!!” Ölümle mecburen uyanmadan evvel uyan! İstemez misin, Rabbinin Fecr Suresinde “Ey mutmain olmuş nefs Sen O’ndan, O’da senden hoşnut olarak Rabbine dön.(seçkin) Kullarım arasına katıl ve cennetime gir”. Hitabına muhatap olanlardan olmayı? Hep Ben demeyi bırak artık "biz" de "sen" de. Hep dersin ya benim ilmim, benim oğlum, benim malım, Benim dediğin sahiplik iddia ettiğin şeyleri terk et, ölümle zorunlu terk etmeden önce gerçek sahibine.Ne zamandan beri emanetçi Gerçek Sahibine sahiplik taslar olmuş?Edebe gel Ey Nefsim Edebe!! Malikül Mülk ancak Allah’tır.Terkten maksat elinden çıkarmak değil, aşırı bağlılık ve ona sahip olma hırsını terket! Uyan artık!!
Sahiplik duygusu cehennemi yaşatır, razı olmak ise cenneti. Benim oğlum deyip sahiplenirken birden elimden kaybediverince yalnızca emanetçi olduğumu çok iyi anladım. Kaybettiğim anki yanışım yani hissettiğim cehennemim oğluma sahip olduğum inancındandı.Onu ben doğurup büyütmüştüm.Sahiplenmiştim, onunla yeri gelmiş övünmüştüm."O, Benim oğlum" diye. Halbuki O Hakkın bana emanetiydi. O dilemese ben onun tırnağını dahi yaratmaya kadir değildim.Emanet zamanı geldiğinde sahibine geri verilirdi.Onu kaybetmenin Cehenneminde yanarken Allah'ın izniyle iman yetişti imdadıma.Kadere, hayır ve şerrin ancak Allah'tan geldiğine iman... ve dedim ki “ İnna lillah ve ileyhi raciun” Şüphesiz Biz Allah'tan geldik ve O’na dönücüyüz.” Cehennemim sönüverdi ve Yüceler Yücesi Allah’ın takdirine rızayla, sabır ve teslimiyetle hayatım cennete dönüştü.Şimdi diyorum, “Ballar balını buldum A dostlar! kovanım yağma olsun!”
Bir sitede okumuştum şu an hatırlayamıyorum, diyordu ki cehennemin meleğinin adı “Malik” yani mal sahibi, cennetin meleğinin adı ise “ Rıdvan” yani razı olan.Ne kadar manalı değil mi? Kendini malın mülkün ve her şeyin maliki görenlerin onlardan bir zerre kaybettiklerinde cehennemi sönmezken, Malikül Mülkün Allah olduğunu bilenler, O’nun takdirinden her dem razı olduklarından iki cihanları da cennet olur.
Allah'ım bizleri bir an dahi olsa nefsimiz eline bırakma, cümlemizi nefsini mutmain etmişlerden, kendine yakine erdirdiklerinden eyle!.(Amin)
Kıymetli Hocam, nasihatlerinize, uyarılarınıza, dualarınıza çölde susuz kalmışların suya hasreti gibi hasretim.Allah sizden razı olsun..
Allaha emanet olunuz.
Mukarreblerden Olmayı Dileyen
Bir Garip Mana Yolcusu
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz” Yazan Mukarreb
Cvp: “Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz” Yazan Sabri Tandoğan