Sayın Can,
27.1.2008 tarihli mailinizi aldım.
Sevgili Can, mailin beni çok sevindirdi. Biraz ara açılmıştı, acaba Can hasta mı diye endişe ediyordum. Kıymetli yavrum, gerek annene babana, gerek okuldaki arkadaşlarına karşı son derece saygılı olman beni ne kadar mutlu etti bir bilsen. Bugün bazı anneler çocuklarını da firavun gibi yetiştiriyorlar. Geçen gün bir otobüste geçen olay beni ne kadar üzdü, ne kadar ağlattı. Çok yaşlı bir hanım ayakta. Genç bir anne ve çocuğu oturuyorlar. Yolculardan biri dayanamıyor. “Hanımefendi” diyor, “çocuğu kucağınıza alsanız da bu yaşlı teyzeyi oturtsak”. Kadın, bütün şirretliğyle, lanetliğiyle “Hayır” diyor, “ben iki kişilik para verdim, yaşlı teyze beni ilgilendirmez.” Sevgili Can, bu firavun kadının yaptığı terbiyesizlik beni ne kadar üzdü anlatamam. Senin gibi tertemiz, pırıl pırıl çocuklara bu toplumun ne kadar ihtiyacı var, bir bilsen.
Aman yavrum, tatilini iyi değerlendir. Güzel kitaplar oku. Günlük tut. Resim yap. Arkadaşlarınla oyna. Ev işlerinde annene yardımcı ol. Ben ilkokul ikideyken sabahçıydım. Öğleyin okuldan gelir evi süpürür, toz alırdım. Sobayı yakardım. Ertesi gün için odun kömür çıkarırdım. Sonra filemi alıp çarşıya gider akşam ne pişecekse onun malzemelerini alırdım. Eğer fasulye, nohut türünden birşey pişecekse onu sobanın üstüne koyar haşlardım. Akşam annem gelince kolayca yemeğini yapardı. Ve biz gecikmeden yerdik. Aman yavrum dikkatli ol. Değil günlerini, saatlerini, dakikalarını bile değerlendir. Öğreneceğimiz çok şey var. Ve hepimiz son nefesimize kadar öğrenmek durumundayız. Çünkü Peygamberimiz “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz” buyuruyor.
İşte böyle sevgili Can. Seni sevgiyle, özlemle kucaklıyor, yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz” Yazan Can
Cvp: “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz” Yazan Sabri Tandoğan