Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Önemli olan Allah rızası için sevmek
Gönderen : Özden Çiçek
Tarih : 1/27/2008 3:06:08 PM


 Efendim,


 


Nasılsınız , inşaallah sağlığınız iyidir. Bu sabah, uzun zamandır aksamalar olan internet bağlantımızda sorun olmayınca hemen oturup gönül sohbetlerine daldim. Ne güzel dostlar , ne güzel bir aile. Gün geçtikçe de hızla genişleyen bir aile oluyoruz. Güzel dostlar kazanıyor, yeni olaylara, düşüncelere ortak oluyoruz. Hayata bakış açımızda önemli gelişmeler oluyor. Bütün bunların sebebi olduğunuz için size çok çok teşekkür ediyorum. Allah sizden razı olsun, iki dünyanız da cennet olsun inşaallah.


 


Son haberleşmemizden bu yana buralarda fırtına , sel, yağmur yerini güzel güneşli günlere bırakti... Aynı içimizde zaman zaman kopan fırtınalar, gözlerimizden yağmur gibi dökülen gözyaşlarının bir sure sonra durulması gibi... Hem öyle bir güneş ki ışıl ışıl, bulutsuz , pussuz, inanılmaz parlak... Ama serin soğuk.. Tabi o kadar fırtınanın ardından birdenbire yazın sıcağı gibi ısıtıvermiyor... Üstelik de fırtınanın yağmurun bütün bıraktiği izeri, yıkıntıları, tahribatı gözler önüne seriyor. Onarılması, sel sularının çekilmesi zaman alacak.. Üstelik buralarda bereketli topraklar da yok suları içine çekecek.. Kum suyu ha bire dışarı kusuyor adeta.. Evimizin yanında otopark olarak kullanılan arsa hala sular altında , ortada göletin içinde saplanıp kalmış arabalar sahiplerini beklemeye devam ediyor.


 


İşte bu güneşli ama serin günler beni de derin düşüncelere götürüyor. Bazen gozumun onundeki manzarada kendi ruh halimizin yansımasını görüyorum ... Nasıl bizim de içimizde kopan fırtınalar, bizi derinden sarsan üzen olaylar sonrasında sakinleşmemiz zaman alıyorsa , burdada öyle iste.. Bazen hayat yolunda ilerlerken , dostluklarda , sevgilerde yada ilişkilerde olumsuzluklar yaşıyoruz. Biz ne kadar iyi niyetli olursak olalım hazırlıksız yakalanıyoruz. Yüreğimiz kabariyor, içimiz kan ağlıyor.. Sonra zamanla olaylara daha sakin yaklaşmaya başladığımızda bakıyoruz ki güneş yavaş yavaş yüzünü göstermeye başlamıs. Fırtına ve gözyaşları dinmis. Ama içimiz hala soğuk. Hasar yavaş yavaş tamir ediliyor.


 


Rahmetli annanemin dediği gibi bu dünyada çözülemeyecek hıç bir sorun yoktur. Ölümden gayri herseyın çaresi vardır. Eğer çözümsüz gibi görünüyorsa da kendini Rahmana teslim edeceksin; demek ki senin için hayırlı olan böylesidir... Olumsuzlukları düşüncelerden uzaklaştırdikça Güneş hüzmeleri gibi içine , gönlüne kadar uzanacak rahmet nurları  ısıtacak buz tutan gönlünü, eritecek bütün kırgınlıkları... .. Yok edecek temizleyecek öfkeleri...


 


Öfke  öfkelenmek bize nefsimizin bir oyunu değilmi aslında… Peki biz ne kadar canımızı sıkacak olaylar olursa olsun öfkelenmeyecekmiyiz? Bu hiç kolay olmuyor değil mi? Sakin düşünmek. Bir adım geri çekilip bir nefes alıp olaylara dışarıdan bakmak… Aklıma şimdi okuduğum bir hikaye geldi.


Bir adam Resûl-i Ekrem’e geliyor ve "Yâ Rasûlallah!" diyor. "Bana kısa bir nasihatta bulun, uzun yapma! Tâ kı, nasihatini unutmayayım." Ve, bu sözünü birkaç kez tekrarlıyor. İddiasız, saf, samimi bir hal içinde kendi unutkan halini de ıvazsız ve hesapsız biçimde dile getirerek nasihat isteyen bu sahabiye, Resûl-i Ekrem arzusuna muvafık kısa bir nasihat ile cevap veriyor: "Lâ tağdab!" Yani, "Öfkelenme!"


Bu da bize öfkenin nasıl zarar verdiğini göstergesi değil mi? Diyelim ki hiç istemediğimiz bir olay gerçekleşti. Hayal kırıklığına uğradık, ya da hiç haketmediğimiz bir davranışa maruz kaldık. Öfkeleniyoruz, bütün sınır sistemimiz alt üst oluyor ve bu sırada sinirle yaptığımız her davranış veya sarfettiğimiz sözler olayı cozumleyeceğine daha da çıkmaza götürüyor. Öfkeyle kalkan zararla oturuyor yani.


Oysa bize her gelen iyiligin ve güzelliğin Rabbimizden olduğunu bilen bizler ; aynen iyilik gibi her türlü kötülügun de Yüce yardanımızın izniyle vuku bulduğunu da düşündüğümüze nasıl öfkelenebiliriz ki… Sadece düşünürüz, bunda bizim için nasıl bir ibret , nasıl bir ders var? Demek ki olgunlaşma ve insan olma yolunda zorlu bir sınav daha bizi bekliyor. Peki ne yapmalı bu basamağı çıkabilmek için. ?


Öfke aslında nefsaniyetten, yani benlikten kaynaklanmıyor mu ? Yani benim istediğim, hakkettiğim, yada uygun gördüğüm olmadı diye öfkelenmiyormuyuz. O zaman yine nefis terbiyesi ile başlıyacağız ise değil mı ? Bu tabi bütün haksızlıkları da sineye çekeceğiz anlamına gelmiyor. Ancak sakince yapılacak her davranış bizi güçlü kılar ve haklı olduğumuzu kanıtlar..


 


Rabbim inşaallah ayetlerinde de belirttiği gibi ‘öfkesini tutanlardan ‘ olmayı bizlere nasip etsin amin.


 


Sizlere ve bütün gönül dostlarına sevgi dolu, dostluk dolu, aydınlık sıcak günler diliyorum. Rabbim gönül gözlerimizi açık tutmamıza yardım etsin inşaallah.


Saygı ve hürmet ile ellerinizden öpüyorum.



 
OZDEN CICEK


Decorative & Creative Painting


Freelancer - DUBAI


 


www.ozdencicek.com


www.ozdencicek.blogcu.com                                                                        


 


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Önemli olan Allah rızası için sevmek Yazan Özden Çiçek
Cvp: Önemli olan Allah rızası için sevmek Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]