Merhaba Sabri amca, Tüm mailleri okuduk dün akşam eşimle birlikte. Okadar hoşuma gidiyor ki onları okumak anlatamam. Tüm yazan gönül dostlarına çok teşekkür ediyorum. Dün Can adli arkadaşımızın yazdığı yazıyı okudum, çok hoşuma gitti. Onun yazılarını okurken hep aynı şeyi düşünüyorum, Allah’ım diyorum ne kadar tatlı bir çocuk; ne güzel bir insan yetiştiriyor ailesi. Eşim de ben de çok seviyoruz onu. Dün babaannemin mezarına Kırklareli-Vize’ye gittik; babam, ben, halam, halamın gelini ve onun yedi yaşındaki küçük oğlu. Ben arabada önde oturuyordum, babam arabayı kullanıyordu. Halamlar arkadalardı. Yolda giderken halam, babaannemin vefatından önce babaanneme bakan kadından bahsetti; ne yazık ki kendisi babaannemin evinden bazı şeyleri izinsiz almış; halam her gidişinde evden birşeylerin eksildiğini görüyormuş, babaannem yazık, oraya gittiğimizde bir kaç defa halama “herşey yerinde mi” diye sorarken duymuştum. Herhalde hissediyordu birşeylerin evden gittiğini. Son iki senedir yatalak olduğu için canım babaanneciğim o kadın birsürü ona ait eşyayı dilim varmıyor söylemeye ama çalmış. Hatta halam birsüre önce babaannemin Erzurum’dan aldığı, üzerinde Erzurum taşı olan bir iğnesi varmış, onun kaybolduğunu farketmiş; sonra o kadın dışarı bakkala gittiği zaman, çantasını açıp bakmak istemiş, çok da rahatsız olmuş o olmadan baktığı için, açıp bir de bakmış ki babaannemin o iğnesi kadının çantasında. Ama kadın orada olmadan çantasını açtığı anlaşılacak diye babaanneme ait iğneyi almamış çantadan, böylece o iğne de gitmiş. Düşündüm bunu anlattıktan sonra halam, o babaanneme ait birşey, orada görünce onu alması gerekirdi diye düşündüm. Bimiyorum, belki de yanlış mı düşünüyorum? Bu olaylar öğrenildikten sonra başka bir kadın aramışlardı babam ve halam ama bulmaya fırsat olamadan babaannem vefat etti. Dün arabada giderken halam dedi ki”acaba dedi o kadın anneme kötü mü davranıyordu da biz anlamadık” dedi. Bu cümleyi duyunca okadar fena oldu ki içim, bilemezsiniz nasıl üzüldüm arabada, iki damla gözyaşı süzüldü gözlerimden; kimse farketmedi; eğer dedim içimden, o kadın kötü davrandıysa babaanneme Allah’ım dedim sen biliyorsun, sen nasıl biliyorsan o insanı öyle yap, gerek babaanneme davranışlarından, gerek hakkı olmayan birsürü şeyi babaannemin evinden izinsizce aldıklarından sen haberdarsın dedim. Ben hatırlıyorum son birkaç gidişimizde babaanneme, kadın sorulduğu zaman, o kadın evde olmadığında, “fena değil ama kadın bana bağırıyor” demişti, halam da” anne, sen duymuyorsun diye yüksek sesle konuşuyor” demişti. Bizim yanımızda kadın okadar iyi davranıyordu ki...yalnız okadar çok konuşuyordu ki! Hep o konuşurken “ çok para haramsız, çok laf yalansız olmaz” lafı aklıma geliyordu. Acaba diyordum söylediklerinin yarısı yalan mı! Dün arabada giderken halam arkada konuşurken, gözlerim etrafa bakarken gönlüm ağladı o sözleri duyunca iki damla gözyaşıyla birlikte. Yol buyunca nerdeyse hiçbirşey konuşamadım. Bir ara yanıma döndüm babama baktım, gözleri üzgün yola bakıyordu. O da pek konuşmadı yol boyunca. Zaten babam pek duygularını belli edip konuşan biri değildir, az konuşur. Genelde sessiz biridir. Ama gözlerine bakınca anlıyorum ben hislerini, babaannemin vefatından çok etkilendi. İnşallah çabuk toparlanır. İşte böyle bir gün geçti dün. Ama Cumartesi günüm çok güzel geçti. Annemle birlikte musiki vakfına gittik, çok güzeldi. Nisan ayında Halk eğitimde bir konser olacakmış, hoca sesimi çok beğendi, bana bir solo verdi; hayırlısı olur inşallah. Sonra da anneanneme gittim, eşim de oraya geldi. Akşama kadar anneannemle ilgilendim, ona şarkılar söyledim elini tutarak, kulağına çok yakın, hepsini dinledi gülümseyerek, ellerini hareket ettirerek bana eşlik etmeye çalıştı, okadar hoşlandı ve okadar iyi geldi ki, kim yazmış bu şarkıları dedi, ne güzel yazmışlar dedi. Açıldı bayağı, konuştu, sonra sohbet ettik, yorumlar yaptı konuşmalara; ondaki bu değişimleri görmek beni çok mutlu etti. Sonra akşam da eşim ve kardeşimle birlikte kardeşimin bir arkadaşının evine gittik. Cumartesi günüm de böyle geçti. Size yazmak, yazdıklarım karşısında düşüncelerinizi öğrenmek çok hoşuma gidiyor Sabri amca, bana her yazdığınız üzerine düşünüyorum; ama eğer çok kişisel şeyler anlatıp sizi yoruyorsam bunu bana söyleyin. Sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :