Sayın Sena Şentuna,
9 Mayıs 2006 tarihli mailinizi aldım. Kıymetli yavrum, siz herhalde bizim
sitemizin işlevini görmek istemiyorsunuz. Biz sizin duygularınızı,
düşüncelerinizi, dileklerinizi, temiz ruhunuzun asil aynasında görmek ve
yansıtmak istiyoruz. Siz bize sürekli haber gönderiyorsunuz. Bizim sitemiz
bir haber gazetesi değil ki. Biz içi ıstırap dolu, gözleri yaş dolu,
sevgisizlikten, ilgisizlikten içi kan ağlayan insanlara bir yudumcuk su
vermek istiyoruz. Biz birtakım güzellikleri yansıtmak, karanlık gönüllere
ışık vermek istiyoruz. Bu toplum zaten hep bu negatif haberler, bu negatif
görüntülerle bu hale geldi. Sevgiyi unuttuk, saygıyı unuttuk, aşkı unuttuk,
biz bir karıncanın adımı kadar da olsa iyiye, güzele, temiz, asil ve büyük
olana doğru yol almak istiyoruz. Ne olur, bu dünya basınında çıkan haberleri
bırakalım. Bize kendi içinizdeki o bembeyaz, o tertemiz, o pırıl pırıl
güzellikleri gönderin. Şuna inanın ki, bilimin bütün bulduğu, bütün bulacağı
sizin kendi içinizde. Kainatın en büyük şairi Yunus Emre "Bir siz dahi sizde
bulun benim bende bulduğumu" diyor. Sevginin kaynağı, güzelliğin kaynağı,
estetiğin kaynağı bizim içimizde. Ne olur biz de Yunus Emre gibi,
"Beni bende deme
Bu ben değilim,
Bir ben vardır bende
Benden içeri"
diyelim. Bir açı doyuralım, bir gözü yaşlı insanın gözyaşına ortak olalım.
Ümitlerini kaybetmiş, yaşama sevincini unutmuş bir insana biraz ümit, ışık,
sevgi götürelim. Bilmem ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum?
Anlatamadıysam kusura bakmayın. O benim cehaletim. O benim kabahatim. O
benim kabalığım. Size selam, sevgi ve saygıların hiç bitmeyecek olanını
sunuyorum. Allah'ın selameti üzerinize olsun.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
yorumu size kalmış... Yazan Sena Şentuna
Cvp: yorumu size kalmış... Yazan Sabri Tandoğan