Değerli Babacığım,
Anneme hizmet ederken çok mutlu oluyorum. Bedenim yoruluyor, beynim yoruluyor ama hergün yepyeni,yeniden tekrar başlamak bana heyecan veriyor.Af buyurun altını temizliyorum, hareketlerini yaptırıyorum, canı sıkıldığı zamanlar hep Resulullah Efendimizi hatırlatıyorum. Allah'ımızın bizi sevdiğini,koruyup gözettiğini, bu nedenle hiç şikayete hakkımız olmadığını söylüyorum. Sizi çok severdi, televizyonda sohbetlerinizi dinlerdi. Sizi anlatıyorum ona çok seviniyor.
Nöroloji bölümünde yatarken yaşlı bir teyze vardı, yatalak kocasına bakıyordu.Bir hafta önce taburcu olmuşlardı. Birgün ona kantinden su alıp götürmüştüm.O kadar memnun olmuş ki bir hafta sonra bizi ziyarete geldi.Yanında yeğeni vardı. Beni ailesindeki herkese anlatmış ve hastaneye özellikle gelmiş. Ben çok mahçup oldum ama bunu söylediğimde bana "Sen zor durumumda aldığın bir şişe su ile bana dünyaları vermiş gibi oldun,onun için senin gönlümde ayrı bir yerin var" dedi. Nasıl mutlu oldum anlatamam.
Yan odada kalan, tekerlekli sandalyeye bağlı Ferdi'den bahsetmiştim size. O odaya iki çocuk daha geldi. Bir tanesi bir yaşında havale geçirdiğinden dolayı, yürüme ve konuşma problemi var. Ama çok sevimli. Diğeri beş-altı yaşlarında, beyninden ameliyat olmuş ve konuşmada, yürümede zorlanıyor. Annelerinin söylediğine göre üçüde benim gelmemi dört gözle bekliyormuş. Onları her akşam hastanenin içinde dolaştırıyorum, sohbet ediyorum. Çok mutlu oluyorlar. Bazen öyle gülüyoruz ki en somurtkan insanlar bile dayanamayıp, tebessüm etmeye başlıyorlar.
Hastanenin içinde bir çocuk parkı varmış. Ferdi'yi babaannesi sık sık götürüyormuş. Bugün ben götürdüm. Tekerlekli sandalyede olduğu için diğer çocuklar oynarken onlara çok buruk bakıyor.Bana "benim arabam olduğu için, arabalı girersem kızıyorlar, ben de buradan seyrediyorum, ama belki sen beni içeri sokabilirsin" dedi. İnşallah bende onu oradaki herşeye gönlünce bindireceğimi, hiç merak etmemesini söyledim. O kadar çok sevindi ki.
Babaannesi "Babası sık sık gelip gidiyor,mecburen işi var. O her gidişinde Ferdi çok ağlardı, gece uyumazdı. Ama artık babasına 'sen işlerini hallet, burada Esra ablam var. Sen merak etme,gidebilirsin' diyor ve geceleride mışıl mışıl uyuyor" dedi.
Çoğu zaman düşünüyorum. Allah ne seçkin, ne güzel, ne saf kullarıyla beni buluşturuyor. Bana rahmetini bol bol sunuyor. Şu an birisine sarılıp hüngür hüngür ağlamak istiyorum. Hiç alışkın olmadığım halde. Ama yine kendi başımı kendim okşayıp,"Tamam Esracığım,buda geçer, bu da geçer, sabret" diyorum...
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır Yazan Esra
Cvp: Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır Yazan Sabri Tandoğan