Değerli büyüğümüz Sabri Bey Amca,

Dün rahmetli eşiniz Rana Tandoğan Hanımefendi'nin günlüğünü okuyordum.Onun sözleri de en az sizin sözleriniz kadar beni etkiliyor, büyük bir velinin ağzından çıkan sözler gibi derin ve önemliler.Bir paragrafı özellikle not ettim,insan sadece o paragrafta söylenenleri hayata geçirse  hem bu dünyası,hem öbür dünyası cennet olur.

"Hani "her işin başı sağlık" derler ya ,ben de "her işin başı huzur" diyorum.Çünkü hastalık bile huzurla ilgili;huzurlu bir insan kolay kolay hasta olmuyor.Eğer olsa bile kolayca atlatabiliyor.Hiç öyle şey olur mu diyenler olabilir.Bakın bu şöyle oluyor.Evvela, huzurlu bir insandan neyi kastetiğimi anlatayım .Bence bir insanın huzurlu olabilmesi için, ortadan "ben" i kaldırması lazım.Daha doğrusu nefsini islah etmesi lazım.Çünkü nefis hiç bir zaman ölmez.Yalnız onu islah etmek,yani nefsimizi müslüman yapmak da yine bizim elimizde.İşte nefsimizi islah etmemiz için ortadan "ben" i kaldırmamız şart.Yani ben şöyle yaparım,ben böyle bilirim demek yok.Bu da ancak her işini,her düşüncesini,her fiilini Allah'a bağlamakla oluyor.Yani,herhangi  bir işi yaparken,bir şeye karar verirken,yaptığım bu iş,bu karar Allah'ın hoşuna gider mi diye düşüneceğiz.İnsan her işinde böyle düşünürse, bütün işleri kolayca yoluna giriyor.Kolayca karar verebiliyor. Çünkü yalnız bir tek Allah ve bir tek Ku'ran var.İnsan Ku'ran'a uyduktan sonra hiç bir şeyden korkusu, endişesi kalmıyor.Bu suretle huzura kavuşuyor.Çünkü huzursuzluğu  meydana getiren his ve fikirlerin çarpışmasına yer kalmıyor"

Allah hepimize benlik yükünden kurtulup, her düşüncesini ve fiilini Allah'ın rızasına bağlayarak yaşayan Rana Hanımefendi gibi büyük insanların yolundan gitmeyi nasip etsin.

Hürmet,sevgi ve selamlarımla

Cengiz

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :