Sayın Arif Cihan Bey,
16.2.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, kesinlikle dükkanını satma. Senin mesleğin dünyanın en güzel mesleği. Çocukluğumda hep bir mobilyacı olmak isterdim. Müşterilerine karşı son derece saygılı ol. İşini o kadar güzel yap ki senin mobilyanı görenin ağzı açık kalsın. Sana hayranlık duysun. Mesleğini aşkla yap. Her yaptığın işe ruhunun en güzel duygularını kat. O mobilyada oturan hayatının en büyük huzurunu duysun. İstanbul’da hele Taksim’de hele mobilyacılık gibi bir meslekte kat’iyyen itirazlarını kabul etmiyorum. Herkes güzel bir mobilyacının özlemi içinde. Bundan otuz sene evvel Kızılay’da bir mobilyacıdan bir yemek takımı almıştım. O kadar güzeldi ki hergün ona saygıyla, ürpererek bakıyorum. Ve onu yapan ustaya dualar ediyorum. Gerçek bir sanat eseri. Neden aynı şekilde sen bütün aşkını, heyecanını vererek ortaya bir sanat eseri çıkarmıyorsun? Genç olsaydım İstanbul’a gelir, seninle ortak olur, inanılmaz güzellikte mobilyalar yapardık. Haydi yavrum, kafandaki dağınıklığı bırak. İşine dört elle sarıl. Şunu iyi bil ki bir süre sonra sen İstanbul’un en iyi mobilyacısı olacaksın. Avrupa’dan gelip senden mobilya alacaklar. Sana yeni siparişler verecekler. Haydi yavrum, Besmele de işine aşkla başla.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Japonlara göre aşkla yapılan her iş bir sanat eseridir Yazan Arif Cihan
Cvp: Japonlara göre aşkla yapılan her iş bir sanat eseridir Yazan Sabri Tandoğan