Değerli Hocam,
Nasılsınız? Afiyettesinizdir inşallah.
Sizinle iletişim halinde olmak bana çok büyük huzur veriyor. Hayata daha bir sıkı bağlanıyorum. Kendimi disipline sokmakta beni motive ediyor. Bu sebeple, her fırsatta size yazmaya çalışıyorum. İnşallah benden size gelen mailler de siz de benzer duygular yaşatıyordur.
Dün gece biraz rahatsızdım. Yatağa uzandım. Yastığa başımı koyunca baktım ki kalbim sürekli hem de hiç ara vermeden atıyor. Sesini duyuyorum. Kainattaki herşeyin kendi halince konuştuğu gibi o da konuşuyor. Bir şeyler söylüyor. Sanki benimle beraber “La ilahe illallah” diyor. Düşününce Allah ona nasıl emretti ise hiç durup dinlenmeden emrolunan görevini yerine getiriyor. Allah’ın ona verdiği görevi yerine getirmek için bir an bile boş durmuyor. Bir an bile Allah’ın emrinin dışına çıkmıyor. Peki ya biz Allah’ın bize emrettiği görevleri yerine getirmekte ne kadar hassas ve titiz davranıyoruz? Kainattaki herşey gibi kalbin de bu gece gündüz demeden zikir halinde oluşuna hayran olmamak mümkün değil. Sadece kalbimiz değil, vücudumuzun bütün organları bizim kontrolümüz dışında Allah’ın emrettiği yönde bir çalışma halinde.Sistem mükemmel bir şekilde çalışıyor.
Diğer taraftan bu sistemin elverdiğinin ötesinde görmek, duymak ruhunu arındırıp, temizleyenlere gönül gözü açılanlara nasip oluyor. Demek ki ruh nefsin zincirlerinden kurtuldukça, bedenin ağırlığından da kurtuluyor, özgürleşiyor. Anladığım kadarıyla, nefis müslümanlaştıkça kainatta herşey göze farklı görülmeye başlıyor ve tevhidin yaşanması herhalde böyle oluyor.
Bu konuda görüşünüzü almak isterim. Sevgi ve saygıyla ellerinizden öperim.
Gül Uçar
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Hayatta herşey nefsaniyetten uzak bir ruh haliyle hissedilebiliyor Yazan Gül Uçar
Cvp: Hayatta herşey nefsaniyetten uzak bir ruh haliyle hissedilebiliyor Yazan Sabri Tandoğan