Sayın Fatma Dinçkol,
26.2.2008 tarihli mailinizi aldım.
Efendim, mailinizde bahsettiğiniz edep ve incelik dolu iki davranış beni de çok etkiledi. Allah onlardan razı olsun. Hayata, renk veren, ışık veren, güzellik veren unsurların başında edep, incelik, zarafet gelmiyor mu? Hayat işte o zaman bir anlam kazanıyor. Bir kör döğüşü olmaktan çıkıp bir nakış halini alıyor. Buna hepimiz yükümlü değil miyiz? Çevremize bakıyoruz, aman Yarabbi, tüyler ürperiyor: Küsler, kırgınlar, dargınlar, birbirine hain hain düşmanca, kinle, nefretle bakanlar. Birbirlerinin sağlığı ile, ruh huzuru ile, yaşama sevinci ile oynayanlar. İşte bu karmaşa içine birtakım insanlar çıkıyor sanki henüz medeniyet ölmedi, insanlık ölmedi, efendilik ölmedi dercesine bazan kelam ile, bazan davranış örneği ile birtakım güzellikleri ortaya koyuyorlar. Ve nice insana insanlıklarını hatırlatıyorlar. “Hayır” diyorlar, “olamaz” diyorlar “siz bu dünyaya hazret-i insan olmak için geldiniz. Kalkın ayağa. Uyanın, silkinin, gafletten kurtulun, birbirinizi sevin, birbirinize yumruk sıkmayın, sevgiyle kucaklayın karşınızdakini.”
“İnsan alemde hayal ettiği müddetçe değil, insan alemde birbirini sevdiği müddetçe yaşar”
deyin mesajını veriyorlar. Ne mutlu onlara. Onlar hayatın tadı, tuzu. Onlar hayatın ışığı, onlar güzelliğin temsilcileri. Allah sayılarını artırsın.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Güzel insanlar Yazan Fatma Dinçkol
Cvp: Güzel insanlar Yazan Sabri Tandoğan