Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Şükürde kalmak
Gönderen : "Gönül Dostu"
Tarih : 2/27/2008 9:06:43 AM


Günaydın Çok Değerli Babacığım,


Sabahınız aydınlık, mutlu, sevinçli olsun..Size ve cümle dostlara aydınlık sabahlar olsun...  Canım Babacığım Cumartesi günkü konferansınızı düşünüyordum... Gerçekten çok önemliydi konu..Keşke tüm insanların dinleme imkanı olsaydı..Çünkü 7 den 70 e herkesi ilgilendiren bir konuydu. Çağımız İnsanlarının yaşadığı ızdırabın sebebi üzerine yıllarca kafa yorarak, çok güzel ve doğru bir sonuca varmışsınız..İnşallah sitede yayınlanırda, dinlememiş olanlar da faydalanır..Müsade buyurursanız kısa bir özet sunmak istiyorum...  İnsanların, sahip olduğu tüm imkanlara rağmen ıstırap içinde olduğunu fark etmişsiniz... Niye bu kadar sıkıntı içindeyiz? Sorusuna en güzel cevabı yine siz buluyor..Bunu sokaktaki hamalında, küçük bir çocuğunda, üniversitedeki profesöründe anlayabileceği bir üslupla günlük hayattan somut örnekler vererek, Gayet açık, net, sade, akıcı bir üslupla anlatıyorsunuz.  İshak Peygamberden bir söz ile konuya açıklık getirdiniz. ” Yol uzun, yük ağırdır. Bu yükle bu yola dayanamazsınız. Yüklerden kurtulunuz. ” Bu günkü insanın ızdırabını bu söze bağlayarak, bu meseleyi çözüme ulaştırdınız.. Eski Hintte insanlar kapılarının önüne bir çanak su koyarlarmış ve her sabah o suyu tazelerlermiş. Bizler mütemadiyen lüzumsuz, çeşitli yükler yükleniyoruz. ” Falan niye bana bu sözü söyledi” , “ Filan niye bana sevgi, saygı göstermedi” “ Filan niye beni bir süredir aramıyor” Sanki sabahleyin biz kalkmışız, kendimize yeni dertler arıyoruz. O eski Hint mitolojisinde olduğu gibi, ne olur o bir gün önceki suyu döksek te ağacın dibine, kaba yeni bir su koysak..Hayata her sabah yeniden başlasak... Yeniden başlasak yeniden aşka;Hiçbirşey olmamış gibi yeniden...  Sırtımızda öyle yükler taşıyoruz ki... Kinler, nefretler, intikamlar üzüntüler..Neymiş, Kızılayda bizi görmüşlerde selam vermemişler. Belki adamcağız görmedi. Belki onunda bir sıkıntısı, derdi var. Belki onunda tuttuğu takım 5-1 yenilmişti, adamın görecek hali yoktu...  Herkes bize sevgi, saygı gösterecek diye bir şart yok. Bazı insanlar bizi sevecek, bazı insanlar sevmeyecek... Peygamber Efendimizi bile herkes sevmedi. Peygamberimiz(s. a. s)Ebu Cehil'e 23 defa gitmiş çeşitli hediyeler götürmüş..Ama Ebu Cehil onu sevmemiş.  Koskoca kainatın en büyük Peygamberi bile kendini herkese sevdirememişken, biz kim oluyoruz... Sevenlerden de Allah razı olsun, Sevmeyenlerden de..Diyeceksiniz ki “ Ama o beni kırdı incitti”  Diyorsunuz ki...  kırılmayı, darılmayı da önlemenin bir yolunu buldum... ” Her namazda beni kıran inciten, ağlatan, uykusuz bırakan insanlar için hayır dua ediyorum. ” Allahım diyorum onun iki cihanını cennet et. Çocuklarının mürüvvetini göster, O kadar mutlu olsun ki herkes tarafından sevilsin, sayılsın..” o zaman o şahsı sevmeye başlıyorsunuz. O şahıs gene sizin aleyhinizde konuşuyor, size birtakım çamurlar atıyor. Olsun. Önemli olan, o şahsın durumu değil, benim iç dünyamdaki huzur... Ben bunu yaşadım..Beni kıran, inciten insanları çok seviyorum. Çünkü onlara herkesten çok dua ediyorum..” dye tatlı, tatlı anlatıyorsunuz...  Neden hep karşı taraftan bekleriz sevilmeyi, sayılmayı, ilgiyi..Ne olur birgün bizde pişirdiğimiz yemekten bir tabakta komşumuza yollasak , insanların gönlünü almaya çalışsak... Konferansınız bu minval üzre devam ediyor. Acizane başlangıcından bir demet sunmaya çalıştım. Deryadan birkaç damla..


Değerli hocam size birkaç sorum olacak... Epeydir beni düşündüren birkaç konu var... Sizin sorulara verdiğiniz cevaplar çok açık ve net oluyor. Özellikle günlük hayat içinden canlı örnekler verdiğiniz için anlaşılır oluyor..Fakir de bazı konuları anlamakta güçlük çekiyor. Müsaade buyurursanız, sorularımı maddeler halinde yöneltmek istiyorum.


 1-Tevhid nedir? Tevhide ulaşmanın yolu nedir? Günlük hayatımızdan örnek vererek açıklar mısınız.


2-Teslimiyet nedir?Ne gibi durumlarda teslim olacağız. Sınırı nereye kadardır... 


3-Hamd nedir? Hangi durumlarda hamd edeceğiz. 


Değerli Hocam şimdiden teşekkür ediyorum... Hürmetle ellerinizden öpüyorum.. Rabbim size sağlık afiyet, hayırlı, bereketli uzun ömürler versin.. Sağlıcakla kalın...


 


 


 


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Şükürde kalmak Yazan "Gönül Dostu"
Cvp: Şükürde kalmak Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]