Sayın Filiz Erbil,
3.3.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, hazırlık sınıfında üç sene okuyan, başarılı olamayan, afla geri dönen bir kimseye parasal yardım yaparak onu okutmaya çalışmak bence akıntıya kürek çekmekten başka birşey değildir. Bizler nedense bazı çevrelerde okumayı bir put haline getirmişiz. Memleketimiz diplomalı cahillerle dolu. Hatta bunların içinde profesör, dekan, rektör olanlar da var. Gazetelerde öyle rektörleri okuyoruz ki hukuk fakültesindeki kapıcı İrfan Efendi onlara dört çeker.
Yetişmek bir aşk işidir. Dünyanın en büyük romancılarından biri olan Maksim Gorki, bir fırıncının yanında çıraktı. En güzel romanlarını odun alevinin ışığı altında yazdı. Türkiye’de çılgınca bir diploma kompleksi var. Kızılay’dan geçerken artık utanıyorum. Her yer, her köşe, her apartman o Allah’ın belası dersanelerle dolu. Aptal, gerizekalı bazı aileler evlerini satıyorlar, arabalarını satıyorlar, takılarını satıyorlar, o dersanelere para yetiştirmeye çalışıyorlar. Dersanede birşey öğretilmez ki. Sadece test çalışmaları yaptırılır. O tür kitaplar düzinelerle her kitapçıda var. Al bir iki tanesini, çocuk evde kendi yapsın çalışmasını. Bu hayattan korkan, yaşamaktan korkan, gerçeklerden korkan anne babaların çocuklarına en büyük ihaneti. Biliyorum, bu satırları okuyan kimseler bana kızacaklar. Bana sövüp, sayacaklar. Ama bir ülkede birilerinin de çıkıp “Kral çıplak” demesi gerekiyor.
Durum böyle yavrum. Ben, hazırlıkta üç sene okuyan, ama başarılı olamayan bir talebeye yardım edemem doğrusu. Alnımda enayilik plakası yok. Söyleyeceklerim bu kadar.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Enayilik plakası Yazan Filiz Erbil
Cvp: Enayilik plakası Yazan Sabri Tandoğan