Sayın Çiğdem Seçkin Gürel,

4.3.2008 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, düşünce insanın iç dünyasında kendi kendisiyle konuşmasıdır. Hayatın en önemli olayıdır. Düşünceyi  hayattan çıkarırsak geriye ne kalır? Güzel düşünebilmek için önce güzel görmek lazımdır. Bir İslam düşünürü “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından zevk alır.” diyor. Güzel düşünebilmek için okumak, ama seçerek, çok dikkatli okumak, daima gözlemler yapmak, hayat karşısında her an dikkatli ve uyanık olmak lazımdır. Başka türlü düşünceye ulaşılamaz. Yunus, “Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır” diyordu. Fikret, “Bir örümcek götürür Hakka beni” diyor. Hasan Burkay Hazretleri’ne bir sohbette sorarlar. “Efendim, veli kime denir?”. Hazret cevap verir, “Veli, gördüğü her zerreden en az elli beş ayrı mana çıkaran insandır”. Newton’a gelinceye kadar yüzbinlerce insan elma ağacıın altına oturdu. Ve biraz sonra yanlarına elma düştü. “Eh”, dediler, “elma ağacından tabi elma düşer, başka ne düşecek”. Newton öyle yapmadı. Yanına düşen elmanın nedenini araştırdı. Çok emek verdi. Ve bu olaydan yerçekimi kanununu çıkardı. Şu anda yeryüzünde çözülmedik, bilinmedik nice gizli, bilinmeyen kanunlar var. Bizlere düşen görev her an dikkatli, uyanık olarak bu kanunları araştırmaktır. Tasavvufta en yüce makam hayret makamıdır. Hayata, insana ve olaylara gözlerini iri iri açarak hayretle, aşkla, heyecanla bakanlar ne güzel insanlardır. Allah onlardan razı olsun, sayılarını artırsın.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :