Günaydın Sabri amca; Dün işyerindeyken mailinizi okudum, teşekkür ederim. Dünkü mailleri okurken Mukarreb Hanım’ın yazdığı mailde gözlerimden yaş gelmeye başladı, çok etkiledi beni yazdıkları. İşyerinde kimse anlamasın ağladığımı diye hemen yarıda bıraktım maili okumayı sonra devam ederim diye. Yoksa hüngür hüngür ağlayacaktım. Gözlerimden akan yaşları hemen sildim. Çok merak ediyorum kendisini. Tüm yazıları beni etkiliyor ama dün kendi hayatından bahsetmiş ve daha farklı etkilendim. Allah diğer oğluna sağlıklı, uzun ömür versin inşallah; ailesine iyilik, sağlık, güzellik versin; ailesiyle birlikte çok güzel günler yaşasın, oğlundan çok güzel günler görsün inşallah. Dün işyerinde denetim için gelen yabancılardan genç bir hanımla çalışıyorduk, Hong Kong’dan gelmiş kendisi; çok tatlı biri. İşle ilgili konuşurken bir ara yüzüğümü ve kolyemi gösterdi; o da buna benzer bir kolye almak istediğini, çok pahalı olup olmadığını sordu. Bende gördüğü firuze taşı; mavi renkli, kenarları gümüş bir kolye ve aynı şekilde yüzüğü olan bir takım. Kayınvalidem almıştı nişanlıyken, çok severek takıyorum. Aslında hediye olmasaydı verecektim ona ama kayınvalidemin hediyesi. O taşla ilgili sorular sordu bana, hoşuna gitti bayağı kolye. Akşam eve dönerken, Bostancı’da bir gümüşçüye girdim, kenarları gümüş benim kolyeye benzer firuze taşının nekadar olduğunu sordum; benim kolyenin taşı bayağı büyük ve gümüşü de ağır olduğu için biraz pahalıymış; oyüzden biraz daha hafif gümüş ağırlığı olan ve taşı benimki kadar büyük olmayan ama benimkine benzer; çok hoş, çok zarif bir kolye buldum orada ve çok beğenerek onu aldım birçok kolye modelinin arasından seçerek, kendisine bugün hediye olarak vermek üzere. Bugün sabah kendisine verdim. Açtı, baktı, çok memnun oldu; çok nazik olduğumu söyleyerek teşekkür etti. Tabii onun yüzündeki memnuniyet ifadesini görünce ben de çok mutlu oldum. Güle güle, iyi günlerde kullanır inşallah. Yarın tüm denetimciler kendi ülkelerine geri dönüyorlar. Bugün son günleri burada. Çok şükür bitti. Sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :