Değerli Hocam,

Haftasonu kayınvalidemleri ziyarete Polatlı'yı gittik. Hava çok güzeldi. Eşimden rica ettim, beni, kızımızı ve kayınvalidemi şehitliğe çıkardı. 22 gün 22 gece süren ve zaferle sonuçlanan savaşımızın anısına yüksek bir tepeye dikilen şehitlik anıtından görünen manzara çok güzeldi. Cemrelerin düşmesi ile beraber Anıtın etrafındaki ağaçlar tomurcuklanmış, küçücük çiçekler topraktan başlarını çıkarmış bize bakıyorlar. Gökyüzü pırıl pırıl masmavi, bir rüzgar esiyor hafiften. Ufuklar öyle güzel görünüyor ki... Kızım bana küçük bir çiçek koparmış, getirdi. "Baktıkça beni hatırla " dedi. Önce çiçeği kopardığına üzüldüm. Sonra çiçeğe bakmaya doyamadım. O kadar güzeldi ki.  Masmavi ve küçücüktü. Bir üzüm salkımı gibi aynı saptan üç dört tane çiçek çıkıyor; çiçekler şekil olarak küçük çanları andırıyordu. Biz kendi evlerimizde, işlerimizde bir dünya telaşı tutturmuş gidiyorken doğada daha görmediğimiz nice oluşumlar, değişimler, güzellikler yaşanıyor haberimiz yok. Bütün bunlar insana Allah'ın varlığını hatırlatıyor. Belki de Allah kızıma o cümleyi "Kendisini hatırlamam" için söyletmişti. Deve kuşu misali başımızı toprağa gömmüş, yaşadığımızı sanıyoruz. Halbuki başımızı kaldırıp etrafımıza bakıp görebilsek, öyle bir kainat içinde yaşıyoruz ki herşey her an bir zikir halinde. Yerinde duran hiç bir şey yok. O halde biz insanoğluna yakışan da evren ile beraber sürekli kendi halimizce bir zikir halinde olmak olmalı. Çalışırken, okurken, yatarken... Allah bunu isteyen tüm insan kardeşlerimize nasip etsin inşallah.

Dün tomurcuklanan ağaçları görünce Rabbim'den benimde gönlüme cemreleri böyle birer birer düşürmesini ve ruhumun tıpkı o tomurcuklanan ağaçlar gibi uyanmasını diledim.

Bugün sizinle ve sevgili Çiğdem Hanımla paylaştığımız anlar da tıpkı cemre misali ruhumda kıpırtılara yol açtı. İçimde kabuğunu çatlatmak isteyen bir tohum gibi kıpır kıpır bir şeyler var.

Değerli Hocam, acaba ne yaptım da sizin gibi çok değerli bir insanı, sevgili Çiğdem Hanım'ı tanımak bana ve eşime nasip oldu, düşünüyorum. İnşallah sizin muhabbetinize layık olabilir ve sizden feyz alabiliriz.

Sizi sevgiyle kucaklayıp, ellerinizden hürmetle öpüyorum.

Güzel insan Çiğdem Hanım'a da sevgilerimi iletirim.

Allah'a emanet olun...

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :