Sayın Leyla Hanım,
12.3.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, insan için hayatta en önemli olay Allah’a yaklaşmaktır. Biz, gün içindeki bütün hareketlerimizle, sözlerimizle, düşüncelerimizle, hayallerimizle ya Allah’a yaklaşırız, ya nefsimize yaklaşırız. Bütün mesele her an Allah’a yaklaşabilmektedir. Allah’a yaklaşmak yalnız ibadetle olmaz. Yirmi dört saatimizi o kadar güzel yaşayalım ki her dakikamız, bütün yaşantımız bir ibadet olsun. Daima aşkla, heyecanla, güzelliği yaşayalım. Sokakta yürürken, alış-veriş yaparken, giyinirken, evde iş yaparken bütün yaptıklarımızı öyle aşkla, öyle heyecanla yapalım ki hepsi bir ibadet olsun. Yemek hazırlamak, sofrada hazırladıklarımızı yemek, sonra onları yıkamak, yerlerine yerleştirmek başlı başına bir zevk ve heyecan kaynağı olmalı. Bulaşık yıkamak o kadar zevkli, o kadar heyecanlı ki ben, o sırada inanılmaz güzellikler yaşıyorum. Yıkadıklarımla dost oluyorum, arkadaş oluyorum, sevgili oluyorum. Sonra yıkadığım lavaboyu güzelce ovuyor, duruluyor, kuruluyorum. Sonra ayrı bir bezle parlatıyorum. Bir süre sonra lavabo bütün güzellikleri yansıtan bir ayna oluyor. Bulaşıkları yıkarken duygulanıyor, bazan onları bir sevgili gibi öpüp, okşuyorum. Elbise giymek muhteşem bir olay. Giyilen elbise ile takılan kravatın uyumu beni mutlulukların zirvesine götürüyor. Önemli olan yaşantımızı bir şiire, bir besteye götürebilmek. Ev toplamak, toz almak, alış-veriş yapmak ne muhteşem bir olay. İnsan güzellikleri yaşarken başka birşey düşünemez ki. İnsan, sevgilisiyle beraber olduğu zaman öyle mutlu olur ki zamanın geçtiğinin bile farkına varmaz. O esnada bütün kainat renktir, ışıktır, güzelliktir. Bilmem anlatabiliyor muyum? Hayatınızı o kadar güzel yaşayın ki, yaşatınıza öyle güzellikler katın ki aklınıza başka hiçbirşey gelmesin. İşte o zaman insan “Seviyoruz, seviliyoruz, güzelliğimiz bu yüzden” der. Aşık Veysel bir şiirinde
“Güzelliğin on par’a etmez
Şu bendeki aşk olmasa”
der. Bütün güzellikler bizim içimizde. Önemli olan hayata, hayattaki bütün olaylara aşkla, heyecanla, ürpererek bakabilmekte. Yunus,
“Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır”
diyor. Ve ilave ediyor:
“Aşk gelicek, cümle eksikler biter”.
Kendimizi daima kontrol altında tutalım. Nefsaniyetimizin oyuncağı olmayalım. Yüce Paygamberimiz
“Allah’ım beni bir an, bir andan da daha kısa bir zaman nefsime bırakma” buyuruyor. Yaşamak bir büyük, bir yüce, bir güzel sanat. Sizin de böyle muhteşem bir hayat yaşayacağınıza bütün kalbimle inanıyorum. Önemli olan yeryüzündeki bütün insanları, bütün hayvanları, bütün bitkileri, bütün eşya ve cemadatı Muhammedi bir aşkla kucaklayabilmek. Japonlar bir bardak çay içmeyi bile bir estetik olay haline getirmişler. Çay içerken diyorlar, öyle edeple, sevgiyle, saygıyla çaya yaklaşın ki onun her yudumundan ayrı bir tat, ayrı bir lezzet, ayrı bir güzellik alabilesiniz. Telefonla bir insanla konuşurken sesiniz öyle tatlı, öyle sıcak, öyle yumuşak olsun ki sizi dinleyen bütün dertlerini unutsun. İçi zevkle, heyecanla, aşkla dolsun. Sizden ayrıldıktan sonra insanlara, eşyaya, olaylara apayrı bir gözle baksın. Hayat güzel, yaşamak güzel, insanlar güzel desin...
Meditasyon, sizi dinlendiriyorsa devam edin. Neden günah olsun? İslamı yaşayan bir insan, Peygambere aşık olan bir insan, bir Ayet, bir Hadis okuduğu zaman, yeryüzündeki bir zerreye baktığı zaman o kadar mutlu olur, öyle bir güzellik içinde kalır ki bence meditasyonun en güzel şekli budur. İnsan, o kadar güzel yaşamalı ki hayatını öyle muhteşem bir şiir haline getirmeli ki onun değil on dakikası, bütün ömrü bir meditasyon olsun. Namazını, aşkla, heyecanla kılanlar miraca çıkmış gibi olurlar. İnanın bana yaşamak güzel, çok güzel, inanılmayacak kadar güzel....
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Yaşamak bir aşktır Yazan Leyla
Cvp: Yaşamak bir aşktır Yazan Sabri Tandoğan