Değerli Hocam, Yine gönül dostlarından gelen iletiler ve sizin onlara verdiğiniz cevaplar yaralarımıza merhem olmaya devam ediyor. Size, Çiğdem Hanım'a ve tüm gönül dostlarına selamlar, sevgiler, saygılar... Bu vesile ile çok sevgili Özden Hanım'ın babasına da acil şifalar diler, dualarımın kendisiyle olduğunu iletmek isterim. Allah hayırlı haberlerini almayı nasip etsin inşallah. Değerli Hocam, Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımıza verdiğiniz cevapta Goethe'nin Faust adlı eserini 80 yaşında tamamladığından bahsetmiştiniz. O gün bu eser dikkatimi çekti ve aynı günün akşamı kırtasiyeye başka bir şey almak için girdiğimde bir de ne göreyim? Söz konusu eser bana onca kitabın arasından göz kırpıyor. Hemen aldım. Bulduğum her zaman boşluğunda okuyarak bitirdim. Eseri bir kaç defa daha tekrar okumamın iyi olacağını düşünüyorum. İlk okuyuşumdan anladıklarımı ve aldığım notları aşağıda sizinle paylaşmak istedim: "Şeytan nasıl da oyunları ile insanın aklını çeliveriyor. Allah’ım kovulmuş şeytandan sana sığınırım. Eseri okuyunca şunu gördüm hepimiz aynıyız. Hamurumuz aynı. Kimseyi kınayacak ayıplayacak yanımız yok. Başkasını kınamak sanki kendini kınamak gibi bir şey. Bu kınadığın şeylerin hepsi sende de mevcut. Maharet nefsini müslümanlaştırıp, ruhunu nefsinin zincirlerinden kurtarabilmen de. Yoksa nefsini terbiye etmediğin müddetçe Allah korusun sen de her türlü kınadığın duruma düşmeye potansiyel adaysın. Şeytan kime musallat olur? Nefsinin kölesi olana. Nefsine söz geçiremeyen şeytanın peşinden gider. Nefsini müslüman yapan Hak’tan yana olur, huzuru bulur. Bu noktada insan gıybetin de ne kötü bir şey olduğunu daha iyi anlıyor. Gıybet etmek, 'güleriz ağlanacak halimize' gibi bir şey. Gıybet ettikçe insan içinde şeytansı bir zevk alır. Ne kötüdür bu. Bilmez çünkü aynı hatayı, eksikliği kendi de yarın yapabilir. Görmez bunu. Zevklenir başkasının hatasından. Sanki başkasını çekiştirdikçe kendi aklanacak gibi gelir. Halbuki kendi de perişandır, nefsinin kölesi olduğu müddetçe. Her an kendi de adaydır bu kınadığı hallere. Belki de bu yüzden Peygamber Efendimiz demiştir, "Müslüman kardeşini kınayan kendi de aynı hatayı yapmadan ölmeyecektir" diye. Kınayan insan henüz nefsini terbiye edememiştir. E haliyle bir gün o kardeşi gibi kendi de aynı hataya düşebilecektir. O halde insan sadece kendine dönüp bakmalı. Benim halim nicedir diye sormalı? Sadece ve sadece kendi eksikliklerini ve hatalarını görerek bunları düzeltme yoluna gitmeli ve bunu tüm insan kardeşleri için de dilemeli. Kurtuluş bundadır." Değerli Hocam, Bu çetin yolda yürürken Allah cümlemizin yardımcısı olsun. Kendi kusurlarımızı görmeyi ve onları düzeltmeyi bizlere nasip etsin. O güzel ellerinizden öper, sizi sevgiyle kucaklarım. En kısa zamanda görüşmek dileği ile Allah'a emanet olun. Gül Uçar

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :