SEVGİLİ ARKADAŞLAR,
Daha önce Vakıflar Yasası ile ilgili bir yazı göndererek hukukçu veya hukuk ile yakından ilgilenen arkadaşlarımızın bir bildiri hazırlamasını istemiştim. Fakat bundan bir sonuç alamayınca kendim bir sayfalık bir bildiri hazırladım. Bildiride yanlış bilgi vermemek ve hukuksal açısından mahsurları gidermek için hazırladığım metni, konu ile yakından ilgilenen Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Akyıldız Bey’e kontrol ettirdim. Bunun için kendilerine teşekkür ediyorum..
Yasa çıkarılırken oylamaya 314 milletvekili katılmıştır. Bunlardan 242 kişi olumlu oy kullanırken 72 milletvekili olumsuz oy kullanmıştır. Gerek muhalefet partilerinden olumsuz oy kullanan gerekse iktidar veya muhalefet partilerinden oylamaya katılmayanların toplamı 308 kişidir.Buna göre 550 milletvekilinin 308’i bu yasaya karşıdır. Şu halde hangi partiye mensup olursa olsun, bütün vatansever milletvekilleri bu yasaya karşı çıkmışlardır. O halde bölücülerin dışındaki partilere yakınlık duyan veya duymayan herkesin bu bildiriyi imzalamaları gerektiğini düşünüyorum.
Sonuç olarak sizlerden bu bildiriye imza ile destek olmanızı bekliyorum.Bildiğiniz gibi mandacı bazı öğretim üyeleri ve aydınlar, sık sık ülkenin aleyhine olan konularda bir araya gelerek korkmadan ve çekinmeden bildiriler yayımlıyorlar. Ülkenin birliği ve bütünlüğünden yana olan biz öğretim üyeleri ve aydınlar, hainlerden daha fazla cesaretli olmak zorundayız. Unutmayalım ki, bilim adamları ve aydınları susan bir millet ölmüş demektir.
BİLDİRİYE DESTEKLEYEN ARKADAŞLARIMIZ, “DESTEKLİYORUM” VEYA “İMZA ATIYORUM” YAZARAK BANA BİR ELEKTRONİK MEKTUP GÖNDERİRLERSE MEMNUN OLURUM. (iarslan@gazi.edu.tr)
Destekleriniz için şimdiden teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
Prof. Dr. İbrahim Arslanoğlu (iarslan@gazi.edu.tr)
Bildiri Metni:
TÜRK MİLLETİNE
Bilindiği gibi “Vakıflar Yasa Tasarısı”, 27 Şubat’ta yürürlüğe girmiştir.Bu kanun, Türkiye’nin ihtiyaçlarından değil bazı Batı’lı kuruluşlar ile A.B.’nin dayatmaları sonucu çıkarılmıştır. Çünkü A.B.’nin 1998, 2001, 2002, 2003, 2005 ilerleme raporlarında Türkiye’deki Vakıflar konusuna, gittikçe ayrıntılara girerek değinilmiştir. Kaldı ki, A.B., kendisi böyle bir yasaya sahip değildir.
T.C., Osmanlı’nın dini azınlıklara göre oluşturulan çok hukukluluğunu ortadan kaldırarak bütün insanları eşit vatandaşlar yaptığı halde bu yasa ile geriye dönülmüştür. Ayrıca bu yasa, azınlık vakıflarını bir hayır kurumu olmaktan çıkarıp ticari kuruluşlar haline getirmektedir. Oysa Yunanistan’ın çıkardığı Yeni Vakıflar Yasası, oradaki Türk azınlığın vakıflarını, sadece bir hayır kurumu olarak kabul etmektedir.
Yeni Vakıflar Yasası ile azınlık cemaat vakıfları, hiçbir resmi kurumdan izin almaksızın sınırsız mal edinebilecek, sınırsız bağış alabilecek ve yurtdışında sınırsız örgütlenebilecektir. Yine bu yasa ile yabancıların kurduğu vakıflar da sınırsız mal edinebileceklerdir. Bu durumda, azınlık vakıfları aracılığıyla İstanbul’da Vatikan benzeri bir din devletinin altyapısı oluşturulabileceği gibi, yabancılar da, kurdukları vakıflar aracılığı ile - göstermelik sınırlamaları kolayca aşıp - Türkiye’nin tamamını satın alabileceklerdir. Nitekim Osmanlı’nın 1867’de çıkardığı “Yabancıların Gayri Menkul Edinimine Dair Kanun” ile 1878’de İzmir’deki tarım topraklarının tamamı, 41 İngiliz tüccarın eline geçmiştir.
Osmanlı Devleti’nin Tanzimat ve Islahat fermanları ile gayri Müslimlere tanıdığı ayrıcalıklar, bu yasa ile geri getirilmektedir. Yani, gayrımüslim vatandaşlar hem Türk Vatandaşı olarak her türlü hakka sahip olacaklar, ayrıca emsalsiz birçok ayrıcalıklara da sahip olacaklardır. Oysa ki, bu yasa ile Müslüman bir dini topluluğa ait eski vakıfların, aynı şekilde eskiden kalma azınlık vakıfları gibi yeni mal edinmesi, dışarıdan bağış alması, işletme ve şirket kurması gerçekte imkansızdır. Bu eşitlik ilkesine aykırıdır.
Yasanın 5. maddesine göre Vakıflar beyanda bulunmak suretiyle şube ve temsilcilikler açabileceklerdir. Buna göre misyonerlerin açtığı kilise ve ev kiliselerinin sayısı korkunç şekilde artabilir.Yine bu yasa ile başlangıçta insan sevgisi ve güzel ahlakı öğütleyen fakat 300 yıldır şeyhleri vasıtasıyla yabancılar tarafından kontrol edilen bazı tarikatların, vakıf adı altında örgütlenerek daha rahat faaliyette bulunmaları da mümkün hale gelecektir.
Yine bu yasaya dayanarak A.B., Soros ve Kiliseler Birliği ve yabancı servisler Türkiye’de serbestçe faaliyette bulunabilirler ve hatta Türkiye’deki partilerden bazıları tamamen bu kuruluşların güdümüne girebilirler. Sonuçta Türkiye, ekonomik ve siyasal bağımsızlığını tamamen yitirebilir. Böyle bir yasa, Türkiye’den başka hangi ülkede vardır?
Sonuç olarak bu yasa, Türkiye’nin ihtiyaçlarından doğmadığı gibi Türk milletinin çıkarlarını da korumamaktadır. Bu sebeple yasanın, muhalefet partileri tarafından Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesini ve Yüksek mahkeme’nin bu kanunu iptal etmesini istiyoruz. Eğer T.B.M.M. yeni bir yasa yapmakta ısrarlı ise bunun Türkiye’nin gerçeklerine uygun ve milletimizin çıkarlarını koruyacak şekilde yeniden düzenlenmesini öneriyoruz.
KAMUOYUNA SAYGIYLA DUYRULUR
Geri Dön