Sayın Hülya Hanım,

21.3.2008 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, ne kadar önemli bir konuya değinmişsin. Sanki Türkiye’ye bir büyük truva atı konmuş. Düşmanlarımız oradan Türkiye’yi idare ediyor. Batılılaşıyoruz, çağdaşlaşıyoruz palavraları altında bizi bütün manevi değerlerimizden uzaklaştırdılar. Bugün Türkiye’de gerçekten inanan Hak aşıklarının dışında bütün güzellikler yok edildi. Ne ölüye, ne diriye saygımız kalmadı. Alan, talan ettiler. Artık yaşamak hassas, duyan, düşünen, tefekkür eden, hisseden insanlar için bir ıstırap oldu. Necip Fazıl bir şiirinde

“Heykel destek üstünde,

Benim ruhum desteksiz”

der. Ve ilave eder

“Utanırdı burnunun ucu görünse ninem

Kızımın gösterdiği kefen bezine mahrem.”

Bugün Türkiye’de üç şeye tapılıyor, bir para, iki seks, üç mevki, makam. Sevgili yavrum, Allah sonumuzu hayır getirsin. Bu gittiğimiz yol, yol değil. Sana Suphi Efendinin hikayesini anlatayım. Suphi Efendi Konya Ereğli’sinde yaşayan emekli bir öğretmen. Akşamları kahveye gider, gazeteler bakar, oyun oynayanları seyreder sonra evine gelirmiş. Bir gün evine dönerken yolda iki kişi tabanca çekiyorlar: Paltonu çıkar, ceketini çıkar, kazağını çıkar. Zavallı Suphi Efendiyi kar yağarken bir donla bırakıyorlar. Adamcağız titreye titreye evine geliyor. Hanımı ıhlamur yapıyor, aspirin veriyor. Ertesi akşam iyileşip yine kahveye gidiyor. Birisi olayı pencereden görmüş, kahvedekilere laf yetiştirmiştir. O da görünür görünmez “Eee Suphi Efendi, anlat bakalım olay nasıl oldu?” Suphi Efendi bakıyor kurtuluş yok. Olayı en küçük teferruatıyla anlatıyor. Dinleyenlerden birisi öfkeleniyor. “Peki” diyor, “bu yapılanlara karşı birşey demedin mi?” Suphi Efendi “Dedim” diyor “demez olur muyum”. “Ne dedin?” diyorlar. Dedim ki diyor “Gene de siz bilirsiniz ama bu gittiğiniz yol, yol değil”. Biz de Suphi Efendi gibi, söyleyecek başka söz bulamıyoruz.

Sevgili yavrum, doğum günün kutlu olsun. İnşallah benim yerime kuru fasulyanı yersin. Nasibolursa beraber de yeriz.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :