Sabri amca’cım merhaba;
Bugün müzik kursundaydım. Genel olarak çok güzeldi. Önce 3 Mayıs’ta yapılacak konserde ben de dahil solo yapacak dört kişi çalıştırıldı. Yalnız sınıfımızda bir hanım var; ben solo yaptıktan sonra hep beni eleştiriyor, moralim bozuluyor, üzülüyorum. Kendisi annem yaşında bir hanım, belki annemden daha büyük de olabilir. Geldiğim ilk gün hoca ve kanun çalan bey sesimi çok beğenmişti bana solo vermişti. O günden beri böyle yapıyor bana o hanım. Sonra sınıftan bazı hanımlar o hanıma da hocanın solo vermesini yoksa kendisinin oradan ayrılacağını söylemişler hocamıza; hocamız da o hanıma da bir solo vermiş. Bugün yine ben solo şarkımı söyledikten sonra o hanım efendi döndü arkasını ve bana “şarkı söylerken ağzını aç, çok çalışman lazım, söylerken hiç ağzını açmıyorsun”dedi; çok üzüldüm, moralim bozuldu ama ; evet haklısınız çalışmam lazım dedim ve gülümsedim; sonra hocaya ve kanun çalan beye de döndü siz de söyleyin çok çalışması gerek diye dedi. Siz söylemiyorsunuz dedi; onlar da gülümsediler o hanıma ve bana göz kırptı kanun çalan bey sen takılma ona, boşver der gibi, hoca da gülümsedi bana boşver der gibi. Ama yine de insan o an üzülüyor annesi yaşında bir hanımın kendisiyle uğraştığını görünce. Sonra o an “Yaradılanı hoşgör Yaradandan ötürü” sözünü hatırladım ve gülümsedim. Çok güzeldi orada geçirdiğim zaman. Şarkılar, kanun sesi, ud sesi içimde ne varsa aldı götürdü; beni benden aldı çooook uzaklara götürdü sanki. İçim ışımış olarak dersten çıktıktan sonra kuzenimin çocuğunu görmeye gittim. Annesi bugün Ankara’da seminerde olduğu için gidip onunla ilgileneyim biraz dedim. Hafta içi bir hanım bakıyor ona annesiyle babası çalıştığı için; anne-baba doktor olduğu için nöbetleri de oluyor sıksık; kadın büyütüyor onu. Nasıl güzel vakit geçirdim onunla bilseniz. Her şeyi soruyor, bu ne bu ne diye; her şeyi anlatıyorum ona; ne desem tekrarlıyor; hemen hafızaya alıveriyor. Sonra onunla birlikte patates yemeği yaptık. Ona her şeyi anlatarak konuşuyorum, can kulağıyla dinliyor beni ve sonra aynısını tekrarlıyor; anlıyorum ki söylediğim her şeyi çok iyi anlıyor. Onun da çok memnun olduğunu sanıyorum bu durumdan; peşimden ayrılmadı hiç; ben de harika bir zaman geçirdim onunla; ben ayrılırken oradan daha tam dili dönmeden konuşurken illa “meni de dötür”diye tutturdu; tam maviş maviş bakan gözleri dolu dolu oldu ki eğildim onun boyuyla aynı hizaya ve kucağıma aldım ve dedim ki “baban gelecek şimdi, seni götürürsem bana kızar, kızımı nereye götürdün der bana; yine geleceğim; sen babanı bekle, birazdan gelecek”; “ben şimdi gidiyorum, Alper amcan aşağıda beni bekliyor, hadi gel evimize gideceğiz diyor bana” ama yarın yine geleceğim” diyerek uzun uzun anlattım; dikkatle dinledi beni; sonra anlamış gibi öptü yanaklarımdan, yüzünü yere eğdi mahzun mahzun ve yüzü yere eğik gözlerime bakmadan dedi ki “Atpe amça bekiyo atağda” dedi bana; öptüm yanaklarından ve çıktım. Çok üzüldüm ondan ayrılırken yüzü mahsunlaşıp yere düşünce. Allah’ım nasıl tertemiz bir varlık, tertemiz düşünceli, tertemiz duygulu melek gibi bir varlık. Allah güzel günler gösterir inşallah; inşallah bu temizliği hiç kirlenmeden ömür boyu devam eder. İşte böyle Sabri Amca’cım. İçimden gelen tüm sevgi ve saygıyla mübarek elerinizden öpüyorum.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Hayatta savaşmak da var Yazan İlknur
Cvp: Hayatta savaşmak da var Yazan Sabri Tandoğan