Sevgili Pamuk dedem, Bundan iki yıl önce rüyamda, herkesin yüksek binaların en tepesine çıkıp kendilerini ordan attıklarını görmüştüm. Ve yere çakılmalarını sanki gerçekmişcesine görüyordum. Ve bu insanlara şaşkınlıkla bakıp ne oluyor diye kendi kendime soruyordum rüyamda. İçimde çok büyük bir sıkıntıyla uyanmıştım. O sıralar farkında değildim bu rüyanın ama şimdi insanları görünce rüyam geliyor aklıma. Herkes bir bunalım içinde insanları öyle görünce ben de çok üzülüyorum, sıkılıyorum. Hele ki benim bulunduğum ortam da insanlar kendilerini çok boşlukta hissediyorlar. Geçenlerde bir öğrenci arkadaşla karşılaştım çok sıkılıyordu. Benim şöyle bir özelliğim var çevremde iş yapmayıp, boş duran bir insan gördüğümde ve onun bide sıkıldığını hissediyorsam aynı sıkıntıyı kalbimde duyuyorum ve çok sıkılıyorum bu durumdan. Onun dünyasında buluyorum kendimi. Bana bişi söylemese de anlıyorum içinde bulunduğu sıkıntıyı. Ondan sonra bu öğrenciyle oturup konuşmaya başladık. Anladım ki tatlı sohbet onun içini açmıştı. Gerçekten sohbet eksikti. Bir an düşündüm. Bizler koşuşturma içerisinde sohbet etmeyi de unutmuştuk. İnanın bana sadece iki kelime konuşmamıza rağmen, bana büyük bir sevinçle "çok güzel bir sohbetti" dedi. Bir araya gelindiğinde ki eğer gelinebiliyorsa sohbet edilmiyor. Kişileri tanıdıkça sosyal psikolojinin ne kadar önemli olduğunu anlayabiliyorum. Ben çok şanslı bir insanım. Allahıma çok şükrediyorum. Benim bir hocam vardır; dünyalar tatlısı, kendinden önce başkalarını düşünen, birşey söyleyince yanlış mı söyledim deyip gece bile sırf onun için uyuyamayan. Tıpkı bir pırlanta. Üniversitede ne öğrendiysem ondan öğrendim. Onun hareketlerine baktım, hisselerini hissettim. Aynı şeyleri düşündüğümü anladım. Bir tane daha çok sevdiğim bir insan var. Onu da görmenizi, tanışmanızı çok isterdim. Ondaki yaşama sevincini görmelisiniz. Çok gençken bir trafik kazasında gözlerini kaybetmiş bir insan. Ben onunla çok sıkıntılı bir zamanda tanıştım.Onu görünce, ondaki o yaşama azmini; kendimden utandım. Kitap çıkarmıştı, inanılmaz güzel ders anlatır ve insanlara zor zamanlarında hep yanında olmuştur. Yüzünde o gülümseme hiç solmaz. Eşi de mükemmel bir insan. Bir sorunla karşılaştımı bir kere ofladığını görmedim. Herşeyin bir çaresi olduğunu düşünür ve "ölüm hariç herşeyin bir çıkış noktası vardır" der. Ve hiç ama hiç boş durmaz. Onu ya kitap çıkarırken, ya araştırma yaparken, ya bilimsel makale yazarken yada birinin sorununa el uzatmaya çalışırken görürsünüz. Ama mutlaka çözüm getirene kadar araştırır, bulur, uygulatır ve takip eder. Her türlü şeyi konuşabilirsiniz. Aynı zamanda çok güzel resimleri de var. Yağlı boya. Sanata da çok düşkün. Piyona da çalıyor ve kendi öğrenmiş olarak. Onu anlata anlata inanın bitiremem. Yazdıkça yazarım. Öyle bir insan işte. Kalp gözü açık çünkü. O göz açık olunca herşeyi görür insan. İnanın sırf onun için kitap bile yazılır. Bir tanede üniversiteden bir arkadaşım var. O da doğuştan ayaklarından engelli doğmuş. Ama müthiş yaşama sevinciyle dolu bir insan. Tanımadığı insan yoktur. Gitmediği tiyatro, bale gösterileri yoktur. O haliyle nasıl yapıyor bir bilseniz bir görseniz. Artık onu gittiğimiz yerler tanır. Örneğin İstanbul'da Atatürk Kültür Merkezi vardır. Oraya onunla ilk gittiğimde çok etkilenmiştim. Ona saygı duyuyorlardı ve hemen yeri hazırdı. Kulisten geçmesine izin de veriyorlardı durumundan dolayı. O kulisten geçerken baletler, balerinler onu tanıyor ve sarılıyorlardı sımsıkı hemde, içten. Hatta ünlü bir balet ona dans dersi vermek istedi. O da çok şaşırdı ve "ben nasıl dans edebilirim, ayakta bile bu bastonlar zor duruyorum." O büyük sanatçı da "o baston dediğin şeyler senin bale ayakkabıların olacak öyle dans edeceğiz" dedi. Bunları duyunca gözlerinden yaşlar döküldü. Sevincini benimle paylaşmak için bana sımsıkı sarıldı. İşte onu görünce "Allahım dedim ne güzel bir şey bu." İşte ben bu dünyada çok şanslı bir insanım. Böyle insanlar var çünkü çevremde. Allah onlardan razı olsun. Çok güzel insanlar çünkü. Çok şey öğrendim onlardan. Ve bazen düşünüyorum da ben ayakta durabildiysem birşeyleri başabilmişsem bu insanların katkısı çok ama çok büyük. Çok güzel bakıyorlar dünyaya, insanlara. Ne güzel değil mi? İşte aklıma bunlar gelince sizinle paylaşmak istedim. Hayatımı gözden geçirince çok güzel insanları Allah hediye olarak yollamış bana. İşte böyle Pamuk dedem. Allah'a emanet olun. Sevgiler Saygılar...
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
O baston dediğin şeyler senin bale ayakkabıların olacak öyle dans edeceğiz Yazan Gözde Dalan
Cvp: O baston dediğin şeyler senin bale ayakkabıların olacak öyle dans edeceğiz Yazan Sabri Tandoğan