Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Cvp: Eğitim bir çocuğu hayata hazırlamaktır, gerisi hikaye
Gönderen : Sabri Tandoğan
Tarih : 3/25/2008 10:06:37 AM


Sayın İlknur Hanım,


24.3.2008 tarihli mailinizi aldım.


Kıymetli yavrum, belki olayları abartarak anlatıyorsun. Birinci mailinle bu mailin birbirinden farklı. Zaman zaman herkesin derdi, sıkıntısı olur. Bunu biriyle paylaşmak isteyebilir. Bu durum başka, ondan önceki mailde anlattığın durum başka. Artık kararı kendin ver. İkinci durum doğru bile olsa yine de senin görevlerin var. Olaylar önemli değildir. olaylar karşısında alınan tavır önemlidir. İkinci durumu kabul etsek dahi o zaman da ona alması gereken akılcı tavrı söylemelisin. Sadece dinlemek, sadece içe atmak marifet değildir. dostluk, arkadaşlık hiç değildir. Ona karşı manevi görevlerini yapmış olmazsın. Önemli olan olaylar karşısında doğru tavır almak, doğru yaşamaktır.


Taşınma sırasında babanın takındığı tavır tamamen yanlış. Böyle terbiye olmaz. İnsan hamal olabilir, çöpçü olabilir, belediye tuvaletinde temizlikçi olabilir. Ama yine de şahsiyet sahibi olabilir. Anlattığın olayda o hamalda ben bir şahsiyet ifadesi göremedim. O adam o kafayla bürokrasinin en üst düzeyinde olsa neye yarar? Mikrop, parazit, tembel, it bir evlat yetiştiriyor. O çocuk yarın başta karısı olmak üzere birçok insanın başına dert olur. Bu ne yazık ki günümüzde pek çok ana babada görülüyor. Üniversiteye giden öyle genç kızlar var ki hayatında bir çorba bile pişirmemiş. Sökük dikmesini bilmiyor. Böyle terbiye olmaz. Bu tip aileler yarının bedbahtlarını yetiştiriyorlar. Japonya’da yemek, biçki, dikiş, çiçek tanzim sanatı (ikebana), ev idaresi, bütçe, çocuk terbiyesi konularında sertifika almayan genç kızlara diplomaları da verilmiyor. Fakülte birincisi olsa bile. Herhalde bu kuraldan Türk anne babaların alacağı birçok dersler var. Rahmetli annem beni üç yaşında bakkala gönderdi. Karabiber aldırdı. Bakkaldan gelirken kendimi imparator gibi hissediyordum. Dört yaşında ilk yemeğimi pişirdim. Domatesli, maydanozlu, pirinç çorbası idi. Tadı hala damağımda. Beş yaşında çamaşır yıkadım. Altı yaşında ütü yaptım. Yedi yaşından itibaren okula gittim, sabahçıydım. Öğleyin okuldan gelir sobayı yakar, evi süpürür, toz alırdım. Ertesi günün odun kömürünü hazırlar, çırasını yarardım. Sol elimde hala çıra yararken aldığım bir bıçak yarasının izleri durur. Sonra çarşıya giderdim, akşam ne yemek pişecekse onun malzemelerini alırdım. Diyeceksin ki yedi yaşında çocuk ne bilecek malzeme almayı. Onu aldatırlar. Aldatamadılar. Çünkü daha altı yaşındayken bir fırını ve bir bakkalı kötü mal sattıkları için birer ay süreyle kapattırmıştım. Onun için esnaf benden korkardı. Malın en iyisini verirdi. Komşu teyzeler özel bir misafirleri geleceği zaman benden rica ederleralış verişi bana yaptırırlardı. Çarşıda adım küçük müfettişti. Bunu sonu ne oldu? Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın, annem, bugün pek çok insanı kıvrandıran hayat korkusu bende olmadı. Çok şükür her zaman, her yerde başım dik gezdim. Huzurlu oldum, mutlu oldum. Bazan düşünürüm, acaba bütün dünyada benden daha huzurlu insan var mı diye. Rahmetli annem de evladıma kıyamıyorum diye beni hayata hazırlamasaydı böyle olabilir miydim? Durum böyle yavrum. Karar senin.


Selam, sevgi ve saygı ile.


Sabri Tandoğan


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Eğitim bir çocuğu hayata hazırlamaktır, gerisi hikaye Yazan İlknur
Cvp: Eğitim bir çocuğu hayata hazırlamaktır, gerisi hikaye Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]