Degerli büyügüm, 21 Mart Bahar Bayram'ı geldi, kutlama sekilleri üzse de, kendi bahar bayramımı yazmak istedim. Bahcelerde, yollarda, parklarda cicekler acmaya basladı, ağaclarda. Ilkbaharın sefkati sardı icimizi. Hani hep siz buyurursunuz ya, bir siirden alıntıyla
“ Deli eder insanı bu dünya
Bu gece, bu yıldızlar, bu koku
Bu tepeden tırnaga cicek acmıs ağac.”
yasamanın, dünyanın bizlere ne kadar güzel oldugunu anlatmaya calısarak ve siz de derinden hissederek güzelligini. Pazar günü, balkondaki cicegimin üzerine konan kelebek o kadar güzeldi ki. Sarı üzerine siyah, kırmızı benekleri, zarif kanat cırpınısları gözlerimi üzerinden almaksızın uzun uzun seyrettirdi ve düsündürdü beni. “Allah'ım, herseyi bizler icin yaradan Allah'ım, Sen ne büyüksün!” diye gecirirdim icimden. Kelebegin kısacık ömrünün, ne gibi manalar icerdigini, acaba bizim ömür dedigimiz senelerimizin, o kelebegin ömrünün yanında degeri zaman ve mana bakımından neredeydi? Sonra, sizin de cok sevdiginiz, sarı cicekli bahar dalları acmıs bahcede, erik agacları cıtırdamıs, uc vermis, komsuların kayısıları cicek verdi bile. Aklıma, gecen sene siz degerli büyügümle kitapcıda, sizin bana önerdiginiz 1968 Nobel Edebiyat ödülü almıs, Kavabata Yasunari adlı japon yazarın “Kiraz Cicekleri” kitabı geldi, okumaya doyamadıgım ve cok sey ögrendigim. Bildiginiz üzere, Japonlar her yıl, kiraz ağacları cicek actıgında, baharın gelisini kutlamaları ve acan ciceklere bakmakla Ilkbahar'a, daha dogrusu Yaradan'a bence borclarını ödemis olduklarını düsünmeleri. Aynı kitapta, beni cok etkileyen “Arınmıs Yürekler Köskü” adlı cay salonlarının bulunması. Cay salonuna verilen ismin güzelliği, orada icilen cayın güzelliği ve mutlaka o cayı icenlerin yüreklerinin nasıl arınmıs olduğu!
Efendim, gene sık sık yazılarınızda bahsettiginiz Klee resimleri. Ilk defa adını sizden duydugum ressamın, resimlerini, kitaplarını kitapcılarda heyecanla aramam gözlerimin önüne geldi. Kiraz Cicekleri kitabında, roman kahramanlarından Taikiciro, kızı Cieko icin klasik olmayan bir kusak deseni cizmek icin manastıra kapanır. Sonra, soyut resim sanatının öncü isimlerinden Klee desenlerini, kızının kusagına islemeye karar verir. Siyahın bile onlarca tonunun oldugu bilinciyle, güzel bir eser cıkarmanın heyecanıyla, kızının vefasını, babasının sefkatini gösterecek bir kusak! Cok begendigim, bölümlerden alıntılar yaparak, gene kendi baharıma döneyim, müsaadelerinizle.
Cok kıymetli hocam, bizim bahcede her bahar gelince ötmeye baslayan bir kus var. “Cikadii, cikadii, cikadii” diye. Seklinden ve kitaplardan arastırdıgımızda onun isminin, Parus Major, Türce'sinin de Büyükbastankara oldugunu ögrendik. O, her baharda “Cikadii, cikadii” diye ötmeye basladıgında, uyanamamıs olan aile fertleri birbirine bahcedeki kus “Cikadii, cikadii” diye ötmüyor, çık hadi, çık hadi, kalkın” diye ötüyor, diyerek kalkarız yataklarımızdan, gülerek.
Efendim, baharda acan cicekler, yagan yağmurdan sonra mis gibi kokan toprak, kelebegin üzerindeki desenler aslında, Rabb'imizin bize kendini, güzelliğini, yüceligini anlatıyor. Bizlere düsen, O'nun yarattıklarını tefekkür edip binlerce sükredip, sükranımızı, kulluğumuzun bilincinde olarak, eriyen karlardan sonra acan cicekler gibi gönlümüzü temizlemek. Dualarınızı istirham ederek, en derin saygılarımla, özlemimle ellerinizden öpüyorum efendim. Ayla Belen.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Yazmak, devam eden en güzel huyum” desen... Yazan Ayla Belen
Cvp: “Yazmak, devam eden en güzel huyum” desen... Yazan Sabri Tandoğan