Değerli Hocam,
Öncelikle size, Çiğdem Hanım'a ve tüm sevgili gönül dostlarına en içten sevgi ve selamlarımı sunarım.
Değerli Hocam, siz sohbetin önemini bize hep vurgularsınız. Gerçekten de sohbetin insanın ufkunu genişleten, olaylara daha geniş bir açıdan bakmasını sağlayan yönü var. Kitaplar da insanın ufkunu genişletiyor ama kitaplarda kendinizi göremiyorsunuz. Oysa sohbette insan kendini görebiliyor.
Bu noktada, bu sabah gazetede okuduğum, İkbal Gürpınar'ın köşe yazısında yer alan, "geniş bakış açısına sahip olmak" hakkındaki hikayeyi sizinle paylaşmak istiyorum;
” Akbabayla doğan, havada uçarken, sohbete dalmışlar. Akbaba demiş ki: "Benim gözüm öylesine keskin görür ki, bak bu kadar yüksekteyiz, buradan yerdeki bir buğday tanesini bile görebilirim." Hadi öyleyse, ispatla demiş Doğan. Akbaba hızla yere inip buğday tanesini ağzına aldığı anda filelere yakalanıvermiş. Meğer o buğday bir tuzağın içindeymiş.Yani aslolan buğdaya odaklanıp gerçekleri görmemek değil, hem tuzağı hem buğdayı görebilmek, geniş bir bakış açısına sahip olabilmek, kendini zeki sanıp zavallı durumuna düşmemek.”
Bu hikayeden herkes kendine göre bir ders çıkaracaktır. Ben diyorum ki kendime "Tek bir noktaya odaklanıp, perspektifini daraltarak, şeytanın tuzağına düşme."
Hayatta tek bir noktaya takılmayı şuna benzetiyorum; girdiğimiz bir sınavda tek bir soruya takılıp, bütün zamanımızı ona harcayıp sonra da diğer yapabileceğimiz sorularla ilgilenmeyip, sınavdan kalmak gibi. Hayat yolunda da tek bir noktaya takılırsak muvaffak olamayız. Ahiret günü geldiğinde hayatın bütününde ne yaptığımıza göre not alacağız.
Hayat sınavında başarılı olmak istiyorsak, tıpkı gerçek sınavlarda bize yapmamız salık verildiği gibi çözmekte zorlandığımız bir konu varsa, onu sonra çözmek üzere geçip, hemen zaman kaybetmeden diğer konuya geçmek olmalı.
Zaman çok önemli. Herhangi bir sınavın tekrarını alabiliriz ama hayat sınavının bir tekrarı yok. O halde hayat sınavımızda da tek bir konuya takılıp, zaman kaybetmemiz lazım.
Ayrıca, yapamadıklarımıza odaklanırsak yada olumsuzluklarımıza odaklanırsak kendimizde herhangi bir gelişme kaydedemeyiz. Yapabildiklerimizi, olumlu yanlarımızı görürsek, başaracağımıza olan inancımız da pekişir. Böyle bir yaklaşımla kendimizde ilerlemeler kaydedebilir ve inşallah dünya sınavını muvaffakiyetle tamamlayabiliriz. Yol uzun, yük ağır. Moralimizi yüksek tutmak lazım. Zaman kadar yüksek moral de önemli.
Değerli Hocam,
Sizi çok seviyor, o güzel ellerinizden öpüyorum.
Esen kalın.
Gül Uçar