Sayın Esen Hanım,

2.4.2008 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, önce şunu söyleyeyim. Artık yalnız değilsin. “www.gonulsohbetleri.net” sitesi ile ilişki kuran hiç kimse (yedi milyar içinde) yalnız değildir. Sitemiz yedi milyar insana sesleniyor. Biz günde 24 saat yeryüzündeki bütün insanların derdini dinlemeye, gözyaşlarını paylaşmaya hazırız.

Sevgili yavrum, anne sevgisi güzel, anneye saygı göstermek güzel. Ama anne de evladını sevecek. Anne de “anne” olacak. Kusura bakma, senin annen firavun gibi bir kadın. Yalnız kendi nefsini düşünen, evladını hiç mi hiç sevmeyen bir yaratık. Gel, ona tapmaktan vazgeç. Hakkını kimseye çiğnetme. Onun salonunun... Bilmiyorum bu kadın için söyleyecek söz bulamıyorum. Kendi egosu için evladının ebediyyen yalnız kalmasını isteyen bir kimse için firavun sözü bile az kalıyor. Oysa sen duyan, düşünen, hisseden, akıllı, çok iyi bir kimsesin. Mutlu olmak, sevmek, sevilmek senin de en doğal hakkın. Kimse senin elinden bunu alamaz ki. Kusura bakma, bu firavun kadın ömür boyu sana hiçbir sevgi, hiçbir ilgi duymadı. Niye ona tapmakta devam ediyorsun? İnşallah karşına seni sevecek, sana saygı duyacak bir kimse çıkar da mutlu, huzurlu, güzel bir  yuva kurarsın. O annen olacak kadından bu kadar korkma. Ona tapmaktan vazgeç. Git salonda otur, kitaplarını oku, bigisayarını götür. Adına televizyon denilen o aptal kutusunun kafanı şişirmesine meydan verme. Salon, senin “kendine ait odan” olsun. Biliyorsun, bu tabir yazar Virginia Wolf tarafından kullanıldı. O eseri okumanı tavsiye ederim: “Kendine Ait Bir Oda- Virginia         Wolf”. Lütfen herşeyi olup, bitti sanma. 48 yaş olgun, tecrübeli, hayatı anlamış insanları tanımış bir hanımefendi için hiç de çok geç bir yaş değildir. Yeni bir talibin çıkarsa baba-kız el ele verelim etüd edelim, inceleyelim. Bu kadından kurtulmanın yolunu arayalım. Göreceksin bundan sonra senin de bir baban olacak. Yeter ki onun kıymetini bil. Senin için her fedakarlığı yapmaya hazırım, kıymetli yavrum.

Yavrum, hayat ömür boyu sınavlarla dolu. Yerine göre edep, tevazu, incelik, hoşgörü, sevgi ve saygı, ama yerine göre aslanlar gibi kükreyeceğiz. Çünkü iki cihan serveri, kainatın en büyük, en güzel, en yüce insanı Resulullah Efendimiz öyle yaptı. Yerine göre bir köpek leşinin önünde bile edeple, saygıyla durdu, onda estetik bir güzellik aradı. Ve mübarek ağzından şu sözler döküldü: “Ne güzel dişleri var”. Gün oldu ordunun en başına geçti, kılıcını çekti, aslanlar gibi savaştı.

Sevgili yavrum, biz de öyle olacağız. Mağlubiyeti kabullenmek, kula kul olmak bizde yok. Bu böyle biline. Allah kimseye kaldıramayacağı yükü vermez. Allah, büyüktür, Rahmandır, Rahiymdir. Allah’a ve Peygamberine aşkla bağlı olan bir kimse hiç bir zaman yalnız değildir. Ankara’da bizim çok sevdiğimiz bir Azize Annemiz var. Doksan sekiz yaşında. Maşaallah, bir genç kız gibi. Bir gün alış veriş yapmak için merdivenlerden iniyormuş. Orurduğu apartmanın yöneticisi diş doktoru Hişam Bey merdivenlerden çıkıyormuş. Bir yerde mülaki olmuşlar. Hişam Bey “Merhaba anne” demiş, “Nasılsın? Yalnız oturuyormuşsun. Çok mu zorlanıyorsun?” Azize Anne cevap vermiş: “Hayır efendim” demiş, “ben yalnız oturmuyorum.” Hişam Bey “Kiminle oturuyorsun?” deyince Azize Anne “Allah’la, Peygamberle, meleklerle beraber oturuyorum” demiş. Bunun üzerine Hişam Bey korkmuş, yüzünün rengi değişmiş. Mesele burada yavrum. Önemli olan Allah aşkını, Peygamber aşkını hayatımızın baş köşesine oturtabilmek.

İnşallah bundan sonra çok güzel günlerin olacak. Gerek ben, gerek sitemiz yöneticisi Çiğdem Hanım sana yardımcı olmak için ellerimizi uzatıyoruz. Karar senin.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :